
Bu haftalar önce linguistic sonra prolog sonra da bol bol TOEFL çalışarak, her zamanki gibi işe gidip gelip gidip gelip "gitmesem bu sabah artık, ay bi uyusam bi uyusam, sabah uykusuna düşkünümdür ben" diyerek, iş yerinde yaptığım herşeyden çok sıkılmış olduğumu fark ettiğim bir anda "ince motor beceriler" diye bi konuda araştırma yapmam gerektiği söylenince "yaşasın, makale okuyayım, anlayayım, hmmmm bu Fleishman da ne güsel tasarlamış bu ince motor beceri şeysini" diye bir hafta coşarak, bu arada Oi Va Voi, Moby, az Cure, çokça Madrugada dinleyerek, akşamları makarna yiyerek, cebimdeki 5 YTL'yi harcamamak için türlü taklalar atarak, bu vesileyle sigaralarımı Ozan'a aldırarak, efendime söyleyeyim posta kutusuna konan "Lütfen bak faturanızı 5 gün içinde ödeyiniz ulan" yazılarını itinayla buzdolabına mıknatısla tutturup sonra da unutarak, kar yağmadığında güzel çizmelerimi yağdığında da sanayi tipi botlarımı giyerek, dostlarla uzun telefon konuşmaları yaparak, herkesin hayatının bir şekilde devam ettiğini ve karlı soğuk bir günde güneşin birden çıkıvermesinin halet-i ruhiyeye etkilerini düşünerek geçti.