23 Aralık 2006

Rektörlere Özel Rant Hesaplama Makinesi!

Yakında icat edilecektir. Çıkan sayıların basamakları zaman geçtikçe artıyor belli ki. Bu kadar çok hesap kafadan yapılamaz.



Aşağıdaki haber bu senenin 19 Mart'ında Radikal'de yayınlanmış, ben şuradan aldım. Unutmuştum ne zamandır, yine çok sinirlendim! Bu ilk olaymış gibi anlatmışlar. Halbuki, o BAM (Beytepe Alışveriş Merkezi- yukarıda) denen yer açılmadan önce de bu olayın tıpkısının aynıları çok kez yaşanmıştı. Birini, benim gibi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi'nde 2003'ten önce girenler iyi bilir:

Canım kampüsümüzün kurulu olduğu yer, yani Beytepe, gerçekten de Ankara'nın genel rakım ortalamasına göre bayağı yüksekte kalıyor. Bir de bizim İİBF Beytepe'nin en tepesindeki yerde bulunuyor. Ayrıca burada, kampüsün aşağı kesimlerinde olduğu gibi, binalar birbirine yakın değil. Elbette, öyle çok da uzak değiller ama, Ankara merkeze göre neredeyse 10 derece daha soğuk olan bu bölgede, sıcak binadan çıkar çıkmaz bütün yollar uzak geliyor. Hah işte, böyle bir konumu olan fakültemizin yanındaki inşaat, ben ikinci sınıftayken bitirildi: Yabancı Diller Yüksekokulu. Derken, bu binanın önüne tek katlı başka bir bina yapılmaya başlandı. Burası da, malesef her şeyiyle çirkin bir kafeterya oldu: Soğuk, kantin samimiyetinden uzak, tam olarak bakkal mı yoksa sıcak yemekçi mi belli olmayan bir yer. Sonra ne oldu dersiniz? Bizim fakültenin altındaki kantin birdenbire kapatıldı! Neden acaba? Bizim ders arasında falan o yeni yere göndermek için kantinimizi kapattıklarına inanmak istemedik. Çünkü fakültemizle kafeterya arasındaki mesafe, kışın ortasında, her yerin karla kaplı olmasının dışında, en soğuk rüzgarlar için geniş bir boğaz oluşturuyor. Dersten çıkıp servislere giderken bile ağzımızı yüzümüzü nasıl kapatacağımızı bilemiyoruz. Yani beş dakikalık molada, gittin-aldın-geldin derken neredeyse 15 dk. süren bir yolu arşınlamamızı istiyorlar. Üstelik o aldığın çay, buzlu çay olacak.

İnanmak istemedik. Ama baktık ki, bizim bina içinde gizli kapaklı yerlerde su satan kişileri bile cezalandırıyorlar, inandık tabi. ( Dikkatinizi çekerim, 'su' diyorum. Hani, 'ulan, sanki çay temel besin maddesi anasını satayım' diyenlere... Çeşmeden su içilmediğini düşünürsek, su içmek için tek yol yine orası. Tabi, yanımızda getiriyorduk artık biz.)

Benim mezun olacağım sene, 2005 baharında, lütfedip bir nescafe makinesi koydular girişe. Gerçi yeni liralarla çalışmıyor, çoğu zamanda bozuk oluyordu ama (gelen yeni değildi yani) yine de bir şeydi. O makine geldiği gün arkadaşlarla önünde fotoğraf çektirdik. Anlayın artık durumumuzu. (Fotoğrafı bulamadım malesef.)

Ya evet, acayip sinirleniyorum ben bu olaya. Aklıma geldikçe daha çok kızıyorum. İnsanın gözünün içine baka baka yapılır mı bu yahu? Hele bir de hijyen mijyen diye hikaye uydurmuyorlar mı!

Kantin deyince aklıma Üniversite gelir. Önemlidir, birçok tarihi olayın mekanıdır; hem toplum, hem de kişilerin özel hayatları için. (Annesi babası kantinde tanışıp evlenen arkadaşlarım vardı.) Bir de, bana özel olarak okul; hayatı öğrenme, insanları tanıma ve sosyal çevremi oluşturup gezip tozma yeri olduğu için kantinlerin kapatılmasına fazladan bir kızgınlığım oldu tabi. :)



Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsü'nün ortasında alışveriş merkezi açtıran Hacettepe yönetimi, kantinlerin kapanması için atakta. Kantinciyle yönetim mahkemelik, çaysız kalan öğrenci ise isyanda.

Hacettepe Üniversitesi ile bir grup öğrenci arasında kantin kavgası yaşanıyor. 'Kantin isteriz' diye imza veren 3 bin öğrenci, üniversite yönetimini üniversitelileri fast food-kafe-lokanta ve mağazalardan oluşan bir alışveriş merkezine mecbur etmekle suçluyor.

Kampüsten bir kez çıkarlarsa bir daha girememekten korkan kantinciler de kantinde yatıp kalkmaya başladı. Kantin işletmecileriyle mahkemelik olan rektörlük ise Radikal'in ısrarlı sorularına karşılık sessiz.

Kira sözleşmesinde var
Yüksek Öğretim Kanunu, üniversiteleri, öğrencilerinin barınma, beslenme, dinlenme ve boş zamanlarını değerlendirebilmeleri için kantin açmakla yükümlü tuttuğu halde, Hacettepe Üniversitesi tartışmalı bir karara imza attı. Üniversite yönetimi, Beytepe Kampüsü'nde hizmete giren Beytepe Alışveriş Merkezi'nin (BAM) kira sözleşmesinde, 'ihale yoluyla üçüncü kişilere kiralanmış tüm kantin ve kafeteryaları, kira süresi sonunda yeniden ihaleye açmama'yı taahhüt etti. 'Fast food' kafetaryalar, lokanta ve mağazalardan oluşan BAM alışveriş kompleksi 19 Aralık'ta hizmete girdi.

Karşılıklı restleşmeler
Kampüs ve yurtlardaki kantinlerin boşaltılması için hukuki süreci de başlatan rektörlük ise henüz sözleşme süreleri bitmediği halde, kantinlere mal ve personel sokulmasını önlemeye başladı. Bu durum, bilirkişi raporuna da girdi. İşletmeciler buna kantinde yatıp kalkmaya başlayarak yanıt verdi. Rektörlük de 'Kantinde yatmak yasaktır' diyerek elektrik ve suyu kesti.

Kız yurdunun altındaki kantini işleten Çağrı İnşaat ve Ticaret Şirketi de Ankara 6. Sulh ve Hukuk Mahkemesi'nde süren yargılamada, üniversite yönetiminin müdahaleleri karşısında bilirkişi raporu istedi. Mahkemeye sunulan bilirkişi raporunda kantin personelinin ve kantine mal getiren araçların kampüse girişinin engellendiği, bu nedenle personelin kantinde yatıp kalktığı, elektrik ve suyun idarece kesildiği saptamasına yer verildi. Raporda "Tespit isteyenin tahliyeye zorlanmasının, kantin ve kafeteryanın karşısına yeni yapılarak açılan 29 No'lu çarşı binasına öğrencilerin zorunlu olarak gitmelerini sağlamak için olduğu görüş ve kanısındayım" denildi.

Seyyar çay ocakları açtılar
Öğrenciler de boş durmadı. Rektörlük 'hijyen' dese de asıl nedenin kampüs merkezindeki BAM'ın işlerini artırmak olduğunu savunan üniversiteliler, kampüsteki fakülte ve yurtların önünde açtıkları seyyar çay ve kahve ocaklarında 3 bin imza topladı. İmza ve dilekçeler, 'Kantin istiyoruz', 'Tüccar rektör istemiyoruz' sloganları ile rektörlüğe yürüyen öğrenciler tarafından 9 Mart'ta üniversite yönetimine sunuldu. Dilekçelerde, her fakültede kantin olması ve kapatılan kantinlerin açılması istendi.

Şikâyet çok, yanıt yok
Kampüsteki her fakültede ve yurtta kantin olmasını savunan öğrencilere göre kampüs merkezinde açılan, lokanta, kafe ve mağazalar kompleksi BAM, birçok fakülteye uzak. Ayrıca bu işletme, diğer kantinlerin birer birer kapatılmasının ardından kampüste bir 'tekel' konumuna gelecek.

Edebiyat Fakültesi'nden bir öğrenci çay için servise binmekten şikâyetçi: "Kapatma kararından sonra fakültelerin dışında küçük büfeler açmaya başladılar. Edebiyat'ta 6 bin öğrenci var. Çay için kışın soğuğunda, yazın sıcağında büfelerde sıraya girmek zorundayız ya da 10 dakikalık aralarda BAM servisine binip çay alıp geri geleceğiz..." Biyoloji Öğretmenliği Bölümü'nden başka bir öğrenci fakültede ders aralarında oturabilecekleri, sohbet edebilecekleri kantinler istediklerini söyledi. Ancak ne bu şikâyetlerin iletildiği rektörden ne de yardımcılarından yanıt alınamadı.

1 yorum:

  1. Kantin değil ama yine Beytepe'deki mekanlarla ilgili bir mail geldi bugün. City Center'ın adı ÇArşı olmuş. (Parlayan Güneş de neyse?)
    Çok güzel bir gelişme bence, hoşuma gitti sabah sabah.

    "Hacettepe Türkçe Topluluðu olarak yaptığımız anketlere
    ve görüşmelere City Center yönetiminin duyarlılığı da
    eklenince Beytepe bir ayıbından kurtuldu ve Türkçe
    isimli bir alıþveriş merkezi kazandı. Mekanın yeni adı Çarþı (Parlayan Güneş Alışveriş
    Merkezi) oldu. Hali hazırdaki öğrencilerin buna
    alışması zaman alacak olsa da her yıl yeni gelenler
    Çarşı ismini kullanacak.
    Türk Dil Kurumu da Çarşı yönetimine bu
    duyarlılıklarından dolayı bir onurluk verdi.

    -Bu iş için emek harcayan tüm arkadaşlarımıza,
    -Çarşı yönetimine,
    -TRT'ye ve
    -Türk Dil Kurumu'na teşekkür ederiz."

    YanıtlaSil