8 Mayıs 2007

Müzikte Yeni Yollar

'Ahanda buraya yazıyorum' diye bir laf vardır ya. Bayılıyorum ona. İddia ne de güzel kullandı reklamlarında: Oraya buraya yazma abicim, al kupona yaz.

Bir de Umut Sarıkaya var. Diyor ki: Benim de söyleyeceklerim var.

Benim de müzik endüstrisinin geleceğiyle ilgili öngörülerim, söyleyeceklerim var. Ama çıkıp da buraya yazmamıştım hiç. En son Myspace hesabıma gelen Kanadalı mesajla gaza geldim ve ablama bir mail attım. Sizinle de paylaşmak ve hatta tartışmak isterim:

Nedir bu yapım/ plak şirketlerinin dinleyicilere tavrı arkadaşım? Saftirik müzisyenleri de gaza getiriyorlar, herkes dinleyicilere yükleniyor.

İnsanların/yapımcıların/müzisyenlerin vb. ekrana çıkıp sinirli sinirli "gidin orijinal CD alın, hırsız mısınız siz" demesinden hiç hoşlanmıyorum. (Ben, o hani hep bahsedilen 'orijinal albüm hastası', 'arşivci' kişilerden biriyim- ama kimseden böyle olmasını bekleyemem.) Eğer koca bir endüstri olarak sen kendini geliştirmezsen, yeni yollar bulmazsan, yıllardır 'geldim geliyorum' diyen tehlikeye ancak şimdi uyanırsan; "hırsızlık yapmayın, orijinal albüm alın" demek çok komik kaçıyor. Hele vicdan azabı çekelim diye 'sevdiğiniz müzisyeni- müziği öldürüyorsunuz' diyorlar, ona sinir oluyorum.

Durup dururken önce hırsız, sonra katil olduk lan, isyan ediyorum! Müzik dinleyelim derken düştüğümüz hallere bak sen, cık cık cık.

Tamam, korsan albüm almak, para harcanarak ortaya konduğunu bildiğin bir malzemeye bedava sahip olmak, hırsızlığın tanımına giriyor olabilir. Ama çok büyük bir insan kitlesinin, çok da ikna olmadıkları bir konuda ahlak anlayışlarına sırt dayamak da pek doğru gelmiyor bana.

"Müşteri odaklı" diye bir laf vardır hani, artık her önüne gelenin söylediği. Burada amaç müşteriye daha çok değer vererek kendine çekmek ve yine para kazanmaktır -uzun vadeli, akıllı bir çözüm. Yoksa müşterinin kara kaşına kara gözüne vurgun değilsinidir. Müzik sektöründe de "dinleyici odaklı" anlayışı yavaş yavaş, seve seve yerleşecek. Zira, 'efendim, bizim müzik dinleyicimiz çok bilinçsiz' deyip işin içinden sıyrılamazsın. Yani, akşama kadar filan sıyrılırsın belki, yarına yeni bir şey gerekir. :)

Bu sorun, plak şirketlerinin yaptığı gibi üstünden atlanarak, yanından koşarak aşılacak bir sorun değil. Keşfedilmeyi bekleyen bir sürü yol var...dı. Yavaşa yavaş ortaya çıkmaya başladı.

1- BurnLounge. Aşağıda Myspace'ime gelen mesajları var. (Şimdilik Türkçe'ye çeviremeyeceğim, af)

Hey there, My name is Paul.

I'm messaging you because you are part of the Canadian music scene... a musician, a label owner, a distributor, producer, or even a fan.


A very exciting development is afoot that I wanted to tell you about. A new music service is launching in Canada very soon. It's called BurnLounge - it's a revolutionary concept in music retail. The best way I can summarize it to you right now is this...

MySpace + iTunes + eBay = BurnLounge.


For instance: Artists can sell their music from their own BurnLounge store, earning the highest royalties in the industry. (BurnLounge is the simplest, most cost effective, turnkey digital music e-commerce solution out there.)
Fans win, too: as a music fan, you can earn rewards (including cash) for selling the music you love most. And think about it - you already "sell" music... when you hear a great new album, what is your first response? You tell your friends! NOW, you can get paid for that word-of-mouth advertising, which has been going on all along anyway.

BurnLounge enables Band - Fan business partnerships. It's a fan-powered, community based distribution model, and it's going to be open for all to enjoy. Opportunities for participation include everything from a free "hobby" membership to an "entrepreneur" membership, which gives you tools to make a career in the new landscape of digital distribution.
Those who are more business oriented (label owners, entrepeneurs, etc) will be interested to get in on the action early, as this is when the most significant oportunities for growth avail themselves.

Click on the link below for more info:

www.canadaburnlounge.net

Word of Mounth Marketing (WOMM). Sen arkadaşlarına beğendiğin bir şeyi tavsiye ettiğin için para kazanıyorsun. Amerika'da bir süredir devam ediyor. Türkiye'de de var. (Siesi vardı, unuttum şimdi). Bana ilk duyduğumda çok şerefsizce gelmişti. :) Arkadaşların üzerinden para kazanıyormuşsun, onları kandırıyormuşsun gibi. Halbuki, bu sisteme girdiğinde ilk kural, tanıdıklarına WOMM'cu olduğunu söyelemekmiş.

BurnLounge da bu mantıkla çalışacakmış. Dünyada ilk kez müzik sektörü için uygulandığından çok önemli bir gelişme. İlk olduğu için sakatlıkları var elbette. Mesela, bunun kesinlikle bedava olması gerek. Bir de, belli ki ilk çıkış 'en çok satanlar'la, 'pop müzik'le filan olacak. İleride, bu sistem yaygınlaştıkça, alt müzik türlerine de inecektir (umarım.) Ama, araştırılıp bulunan müzik, mesela dünya müziği veya deneysel müzik her zaman 'özel'liğini koruyacaktır değil mi? :)

2- We7.

If you had a choice wouldn't you prefer to have free legal and safe music downloads where the artists gets PAID?

This is what We7 is all about, giving you the choice of respecting the hard work of the artists and ensuring they get paid for their work so they can continue making great music and movies. But you continue to enjoy the benefits of free music downloads.

That's why, every time you download a music track or clip from We7 a payment will be made to the artist. We do this by allowing some of the best companies and brands to include their messages with the tracks you download free.

You listen to the message (10 seconds or less for Audio), brands pay for this privilege and we pay the artists, musicians, actors, filmmakers, comedians and bands.

Şarkı-video başlarında en fazla 10 saniyelik bir reklam dinliyorsunuz. (Bu reklamı sonradan çıkarabiliyorsun sanırım.) Önemli olan, sen şarkını bedava dinliyorsun, müzisyen/yapımcı parasını alıyor, şirketler reklamını yapıyor, aracı program/siteler para kazanıyor. Yine de şüpheliyim. Kısa süre sonra b.kunun çıkacağını düşündüğüm bir şey. Müzik parçaları bir reklam macrası olarak görülmeye başlarsa kulağımızın tadı pek kalmayabilir. Yine de, yukarıda bahsettiğim soruna bir çıkış yolu arayışıdır, aferindir.
via

Not: Yanlış anlaşılma olmasın. İnsanların ahlaki olarak geri gitmesine değil, teknolojinin hızla ileri gitmesinedir sağlanmasını istediğim uyum.

2 yorum:

  1. ya elektrii falan kapasak televizyonu radyoyu interneti falan bööle hem nebliim hava falan da kirlenmez herkes şöyle geçse müstakil evlerinin verandasında aksam günün batısını serederek kaavesinden yudumlasa kasabanın hall unda canlı müzik yapanları arada seretmee gitse eylense hemde gerçek canlı müzik mikrofondan kolonlara boost edilmiş müzik de deil yani hayat güzel olsa diorum yani
    bu dert tasa da bitmez gitmez ve güzel olmaz mııdı be deniz :) bosverelim teknolociyi bence

    YanıtlaSil
  2. O da bir fikir. :)
    Şu kasabanın hall'undaki akustik konseri canım çekmedi değil hani. Hatta şu güzel havalarda ne de güzel olurdu yav.

    YanıtlaSil