İyidir iyidir.
Küçükken ilginç şeylere kafamı yorabiliyormuşum. Geçen gün bir tanesi aklıma geldi.
Bu anlatacağım çok sevdiğim insanlar (özellikle Ünal ailesi) için geçerli tabi. Tatillerde başka şehirdeki akrabaları ziyarete giderdik, veya onlar bize gelirlerdi. Yalvaç'a geldiklerinde 4-5 gün boyunca acayip eğlenirdik, çok iyi vakit geçirirdik. Gitme günü gelirdi. Onlar toparlanırdı. Biz uğurlardık. Giderlerdi. İşte bundan sonra, yani normal ev hayatına geri döndükten sonra, orada burada onların unuttuğu birşey bulamayınca üzülürdüm sanki biraz. Hani, sonuçta o kadar sevdiğin birilerinin gittiği gün zaten üzücüdür. Onların da aynı şeyleri hissettiklerini tahmin edersin. Ama sanki arkalarında tek bir çöp bile bırakmayınca o üzücü ayrılık gününde (trajedi mübarek!) tek dertleri aslında eşyalarıymış, sanki beni kandırmışlar gibi gelirdi. Ufak tefek bir şey bulduğumda rahatlardım biraz.
Ne fenaymış yahu! Ne alakası var aslında di mi? Öyle hissediyordum ama işte, n'apıyım? Belki de biz bir yerlerde hep birşeylerimizi unuttuğumuzdandır. (Yolculuğa çıkmadan önce babam mutlaka bir abukluk yapar, bizim başka birşey düşünecek halimiz kalmazdı, muhtemelen bundandır).
Dün gece geldim Yalvaç'tan. Geceliğimi orada unutmuşum. Mutlu oldum kendi kendime. Annenin yanından istemeden ayrılırken daha anlamlı bir unutuş olabilir mi? Aferin bana :P
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder