5 Şubat 2007

Kulaklar Olgunlaşıyor

Böyle büyük bir kare formunu alıyor, sonra yanaklara doğru hareket edebilmeye başlıyorlar.

İyi ki olgunlaşmak böyle bir şey değil. Ne o öyle..? Çirkin.

Bir süredir dinlediğim müzik türünün giderek şekil değiştirmeye başladığını fark etmiştim. Kulaklarım beynime beynime giriyor, 'değişik bir şeyler istiyoruz artık, hep rock hep rock, arayışa gireceğiz şimdi vallahi' diyorlardı. Ancak beynimdeki müzik türleriyle ilgili bilgi birikimi artık kulaklarıma yetmiyordu.

Bir kavga bir gürültü! Sonunda ne oldu bilinmez. Ama bir şekilde algılarım başka türlere açıldı işte. Gerçi kapılar her zaman aralıktı.

Babamın uzun ud dinletileri sayesinde sağlam bir alaturka ve türkü bilgim (makam, nota bilgileri falan dahil); sonrasında nereden geldiğini bilemediğim bir rock sevgisiyle fena olmayan bir rock ve türevleri repertuarım (gitar mitar da çalarız icabında); iyi icra edilen her tarzda müziğe sonuna kadar açık olan kulaklarım sayesinde de caz, arabesk, deneysel, elektronic, psychdelic, blues topraklarında kiralık mülklerim olduğu doğrudur. Böyle bir karmaşada, birini dinlerken diğerini terk etmediğimi de belirtmem gerek.

Bunları böyle açık açık ilk kez burada söylüyorum sanırım. Zira 'hangi tarz müzikten hoşlanırsın' sorusuna 'iyi olan her şeyi dinlerim' diye cevap veren kulaksız insanlar gibi görünmek istemem, isteyemem. Bu soruya "genel ortalama rock'ı gösteriyor, ama..." diye başlayan cevaplarımı ise ancak karşı tarafın vakti ve ilgisi varsa veririm.

Buradan keşfettiğim gruplara bir geçiş yapıyorum. Aslında keşfetmek dememem gerek. Zira hepsi bizim bilgisayarda Yiğit'le ortak oluşturup büyüttüğümüz Müziğim isimli dosyadan çıktı. Bu dosyayı büyütmekte Yiğit'le şöyle bir farkımız vardır:

Ben bu dosyaya attığım her türlü şarkıyı/albümü/grubu nereden, ne zaman, kimden, nasıl bulduğumu bilir, şarkı isimlerinin Winamp'ta doğru görünmelerine kadar tek tek düzenler, bu arada dinlenmedik tek bir şarkı bırakmam. Yiğit ise, aradığı veya o an dinleyip sevdiği bir grubu/şarkıyı/albümü arkadaşından dolu bir mp3 CDsi halinde alır, içindeki bir albümü biliyorsa geri kalan on bir tanesini bilmeden Müziğim dosyasına atabilir. Bazen düzenler, bazen düzenlemez. Tamam, kabul ediyorum; benim saçma takıntılarımdan bulundurmaz bünyesinde, rahat yaşar.

Bende böyle bir 'dosyam düzenli olsun da, varsın vaktimi saçma sapan harcamış olayım' durumu olunca bu dosyaya dışarıdan giren her türlü yabancı nesneyi tek tek taradığım tahmin edilmiştir sanırım. Bu taramalar esnasında zehirli yılanlar gibi kıvrıla kıvrıla gelip kulaklarıma zehrini bırakan albümlere/sanatçılara/gruplara sıra geldi sonunda. İnanılmaz değil mi?

#1 Afro Celt Sound System


Birbirinden coğrafya ve iklim olarak çok farklı olan iki ayrı kıtanın, birbirlerinden çok farklı olduğunu düşündüğümüz, yüzlerce yıllık geçmişe sahip iki ayrı müziği biraraya gelirse ne olur? Hele ki bir de bunlardan biri uzun zamandır tüm dünyayı etkisine almış İngiliz müziğinin; diğeri ise şimdinin incelmiş zevk sahiplerine hitap eden Jazz ve Blues'un atalarıysa ne olur? Ben söyleyeyim, Afro Celt Sound System olur. Afrika müziği nere, kelt müziği nere diyorsanız bir dinleyin derim. Gaydayla Afrika davullarının bu kadar yakışacağını hiç tahmin etmezdim. Ne tahmin etmesi yahu, aklıma bile gelmezdi!



Yazının deamını okuken, bir yandan da ACSS dinleyelim. Youtube'dan biri, grubun ünü bir şarkısını- ki bence herkese tanıdık gelecek-, videosu için fon müziği olarak kullanmış. Klip değil,ama güzel bir seyirlik.



Bakalım Afro Celt Sound System kimmiş, neler yaparmış?

(Kaynaklar: Ekşi Sözlük'ten Halo adlı kullanıcı ve Real World Records'un bu sayfası)


"Afro Celt Sound System, 1992 yılında Simon Emmerson önderliğinde James McNally, Iarla Ó Lionáird ve Martin Russell tarafından kuruldu. Grubun diğer çekirdek elemanları Johnny Kalsi ve N'Faly Koyate ile birlikte birçok album ve konsere imza attılar.

Her ülkenin kendi geleneklerini ön plana çıkartacak şekilde çapraz kültürel melodileri, müzik kökenleri ile birleştiren akım, gün geçtikçe artan bir ilgi ile izleniyor. Global ritim çatısı altında toplanan bu tür müzikleri icra eden sayısız oluşum bulunuyor. Bunlardan sadece bir tanesi olan Afro Celts Sound System (Afrika-Kelt Ses Sistemi) grubu on yıldan beri geleneksel Batı Afrika müziği ile İrlanda folklor müziğini, modern dans melodileri ile birleştirip, eşsiz bir çapraz müziksel karışım sunuyor.


1995 yılında çıkarttıkları ilk albümleri Volume I: Sound Magic ile klişe, modası geçmiş müzik bariyerlerini yıkan grup, farklı kültürlerin müzik ile nasıl bütünleşebileceğini tüm dünyaya gösterdi. Anında ileri gelen etnik müzik festivallerinin- özellikle WOMAD festivali (World of Music and Dance)- vazgeçilmez bir parçası olan grup, bu yolda ilerlemeye çalışan diğer grupların önünü açmıştır. Bir dünya müziği konsepti üzerine yoğunlaşan grup, farklılıkları yok sayarak, müziği tek bir bütün olarak kutlamaktadır. Emi/Kent etiketi ile ülkemizde de çıkan beşinci çalışmaları Volume V: Anatomic, yıllardan beri dünya müzisyenleri arasında süregelen saygın işbirliğine devam ediyor.

Batının sınır tanımayan stüdyo imkânları çerçevesinde, modern elektronik müziği, İrlanda flütleri, vurmalı çalgılar, Afrika’nın koras’ı (21 telli batı afrika’ya ait arp’a benzeyen, dikey çalınan bir enstrüman), klasik İskoç gaydası, Yunan buzukisi,İrlanda uilleann’ı (sağ kolun basıncı ile oturarak çalınan, içine üflenmeyen irlanda gaydası) ve nyatiti’ni (batı kenya’da lou kabilesi tarafından kullanılan 8 telli lir) gibi geleneksel enstrümanlar ile birleştiren grup, keyif veren bir sentez oluşturuyor.

Albüm satışları dünyada 1.2 milyondan fazla olan grup Hotel Rwanda ve Stigmata gibi filmlerin müziklerini de yaptılar. Ayrıca iki kez Grammy'ye aday gösterilen grup, WOMAD gibi başka birçok etkinliğe de katıldı."

Bende (daha doğrusu Müziğim dosyasında) Volume I ve Volume II albümleri var. İki gündür Afrikalı - İrlandalı oldum. Last Fm'in söylediğine göre tazları electronic- world- experimental- african- celtic kıvamında.
(Fotoğraflar, yazılar vs. yi toplayıp bir araya getirmek için uğraştım biraz. Çünkü nette, özellikle Türkçe sayfalarda, haklarında pek fazla bilgi bulunmuyor. Ulaştığım ve kullandığım bütün kaynaklarına yukarıda bağlantı yaptım. Bir de Deppo diye bir sitede 15 liraya satılıyordu albümleri -normalde 35-40 lira. 'Yok yetmedi, azıcık daha bakayım'lar buraya da tıklayabilir.)

#2 Darmadar


Bu grup hakkında çok az İngilizce kaynak var, hatta galiba yok. Başlığa tıkladığınızda da İtalyanca sitesi çıkıyor zaten. Bu nedenle bunların bir İtalyan grubu olduğu ve Buddha Bar'la bir alakaları olduğundan başka bir bilgim yok malesef. Eh, ona da bilgi derseniz.

Darmadar'ı, yine Müziğim dosyamızdaki, Chill Out in Paris isimli bir albümden buldum. Sonrasında yaptığım minik araştırma sonucu bu albümün bir çok volume'ü olduğunu, Buddha Bar'la bir ilişkisi olduğunu ve Darmadar'ın bu toplamanın ikinci volume'ünde (solda) bulunduğunu öğrendim.

İşte bu albümde Darmadar'ın Meu Deus isimli bir şarkısı var ki, müthiş. Bunun dışında bulabildiğim birkaç şarkısını daha dinledim, onlar da çok güzel. Artık uluslararasına açılsalar, buralara gelseler de ben de haklarında bir şeyler bulacağım diye bu kadar uğraşmasam. bari İngilizce bir site yapın, değil mi? Merak etmeyin, sitelerden bulduğum e-mail adreslerine mail attım. Cevap gelirse buradan sizinle paylaşırım.

Son olarak grubun
YAUSDEI isimli bir albümü var. Ayrıca Darmadar, Afganistan'da bir yer. Oranın iklim bilgileri falan var elimde isterseniz. Ehe eh.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder