8 Ağustos 2007

Bu Sabah Pislik Kokusu Var Ankara'da


Demetevler'deki ana su borusunun patlaması sonucu 72 saat boyunca susuz kaldık. Demetevler'de yönetici ihmallerinin cezasını, kuraklıkta sel baskını şeklinde ödeyen semt sakinlerine buradan geçmiş olsun dileklerimi gönderiyorum.

Dün İzmir'deki bir arkadaşım telefon üzerinden şöyle dedi bana: "Çok üzüldüm ama çok da güldüm." Evet, haberleri izlerken hepimizin sinir kesmiş gözlerinde minik bir gülümseme belirdiğine -belki bir sinir boşalması- eminim. Hatta, sonradan tekrar izlediğim haberlerde, bizzat evi sele uğrayanların şaşkın gözlerinde vardı bu manzara.

Trajikomik diye bir sözcük var ya. Ablam, bilir bilmez herkes kullandığı için sevmez hatta. İşte, bu duruma en çok yakışan sözcük olduğuna karar verdim az önce: Trajik ve komik.

Düşüsenize:
Aylar öncesinden tehlike sinyalleri çalmaya başlıyor. Birkaç ay önce belediye uyanıyor. Önlem almak için nedense seçimlerin bitmesi bekleniyor. Uzmanların 'kesintiyle tasarruf sağlanmıyor, tecrübeyle sabittir' demesine rağmen, düz mantık başkanımız, o her zamanki çirkef mahalle ağzıyla karşı çıkıyor. Oradan istanbul Büyükşehir Belediyesi su kesintisinin çözüm olmadığına karar verip başka çözümler bulmaya çalışırken, bizimki 'inadım inat, benimki iki kanat' diyor. Ve su kesintileri başlıyor.

Bu arada biz vatandaşlar ne yapıyoruz peki? Kuraklık tehlikesinin farkına belediyeden çok daha erken vararak tasarruf etmeye başlıyoruz. En azından her zamankinden daha çok dikkat ediyoruz, seçimlerden önce de... İsteyen taptığı belediye başkanı için, isteyen Ankara'sı için, isteyen vatanı için, isteyen doğa için, insanlık için, isteyen kendi için kısıyor suyunu. Ama baraj çizgilerinden görünür bir tasarruf yapıyor Ankaralılar. Herkes ortamında su hakkında konuşuyor, 'aman sular kesilecek' sevdasıyla bütün halılarını yıkamaya kalkanlar kınanıyor, sokağında ufak bir boşa giden su gören hemen polisi arıyor... Velhasıl, bizim kafamıza tasarruf bilinci hızla oturuyor.

Tabi hepimizin kafasındaki safça düşünce şu:
"Birey olarak gerçekleştirdiğimiz su tasarrufu, toplamda büyük bir miktar suya tekabül edecek. Bu kuraklığı biz, kendimiz bu şeklide atlatabileceğiz."

Bu düşüncemize Demetevler'den kocaman bir 'nah' çıktı afedersiniz. Nah patlaması yaşandı hatta Ankara'da. Günlerce, her evde damla damla yapılan, ayrıca kesintilerle de artırılan tasarruf miktarından çok daha fazlası bir gecede sokaklara, yollara ve malesef evlere aktı.

Haberlerde gördüğüm ve 'trajikomik' olarak adlandırdığım sahne burada:
Evlerinde, su kesintisine önlem olarak aldıkları küçüklü büyüklü su bidonları ve leğenleriyle bir damla su gelecek diye bekleyen insanların, 10 dakikada evin içindeki duvarları yıkarak 2 metreye kadar çıkan suyla dolmuş mutfakları, odaları...

Sen bundan sonra insanlarına suyun önemini, kesintilerin nedenini, her şeyi Ankaralılar için yaptığını yavaş anlatırsın sayın yönetici.

"Şurada iki bilinçlenelim dedik, başımıza gelene bak. Sen önce kendi işini doğru yap, sonra bana görevimi söyle" dese haksız mıdır Ankaralı?

----------------
Now playing: Merdiven - Tamburada
via FoxyTunes

1 yorum:

  1. Komşu komşu huuu!

    Tam da kokular hususundaki mimde bana atılan topu sana paslayacaktım ki bu yazı gözüme çarpıverdi.

    http://www.alternatif-istanbul.net/2007/08/koku-hafzam.html

    Kokularınız efenim, hafızanıza kazınmış, aklınızdan çıkmayan kokularınızı bekleriz.

    YanıtlaSil