17 Temmuz 2008

Biri Onu Durdursun!

Gemi azıyı almak diye bir deyim vardır bilir misiniz? O at, o gemi azılarına geçirdiği an, imkanı yok kontrol edemezsin artık. Zira, ona gem vuran engelinden kurtulmuştur. İçinde yaşadığım, çalıştığım, yediğim, içtiğim şehrin halkının seçtiği (bu demokrasinin meşruiyeti hakkında da konuşmak isterim sonra) büyükşehir belediye başkanımız için bu deyimi, aşağıda sizinle paylaşacağım haberi okuduğumdan beri, sık sık kullanıyorum. İnsan, güzel olduğu düşünülen bir şey yaparken bile çamurunu eksik etmez mi yahu? Muhtemelen yeni bir şey değil. Ne haber; ne de başkanımızın genel ahlak ve insanlık kurallarından kopuşu... Aşağıda, Dikmen Vadisi ve bu uygulamaya karşı örgütlenen Dikmen Vadisi Halkı ile ilgili "bir baskı mekanizması olarak şehircilik" başlığıyla, gelen kutuma düşmüş metnin, durumu anlatan kısmını alıntılıyor, Dikmen Vadisi Halkı'nın haklı davasını destekliyorum:

Türkiye’de ilk kentsel dönüşüm projesi, Dikmen Vadisi’nde 90 lı yıllarda başlatıldı. Dönemin yerel iktidarı tarafından, toplam 5 etap olarak düşünülen bu projenin 1. ve 2. Etabı, bu yıllarda vadinin çehresini değiştirmeye başladı. Bu yıllarda tamamlanan ilk iki etap, yıllardır vadide yaşayan halkın temel haklarını kısmen de olsa gözeten, rant amacı kadar insan faktörüne de yer veren bir nitelik taşımaktaydı. (...) 2006 yılına geldiğimizde ise Ankara Büyükşehir Belediyesi, 17 Şubat 2006 tarihli Belediye Meclisi toplantısında, önceki meclis kararlarını ve yöre halkına sağlanan kimi hakları yok sayarak, "Dikmen Vadisi 3, 4 ve 5. Etap Kentsel Dönüşüm Projesi Esasları"nı yeniden belirledi. Dikmen Vadisi halkının görüşü sorulmadan, bilgi dahi verilmeden alınan bu tek yanlı Belediye Meclisi kararı ile "Dikmen Vadisi 4 ve 5. Etap Kentsel Dönüşüm Projesi" için düğmeye basılmış oldu.
Büyükşehir Belediyesi, Bu Proje’yle Bize Ne Önermektedir ?

(...) Dikmen Vadisi 4. ve 5. Etap Kentsel Dönüşüm Projesi’nde belediye, bizlerden temel olarak; bu projeye başlayarak vadiyi yeni bir yapılaşmaya açmak için, yıllardır oturduğumuz evlerimizi
terk etmemizi istemektedir. Bu kapsamda ister belgeli ister belgesiz konut sahibi olsun, belediye tarafından tek yanlı olarak hazırlanmış sözleşmeleri imzaladıktan sonra 7 gün içinde vadiyi terk etmemiz söylenmektedir. (...) Bu aslında bizi sokağa atacak, yıllar boyu ağır bir mağduriyete sürükleyecek bir aldatmacadır! Şöyle ki; -Vadide şu an çoğunluğu oluşturan belgesiz konut sahipleri, son derece yoksul emekçi insanlardır. Bu komşularımızın büyük bölümü, düzensiz geçici işlerde asgari ücretle çalışmakta; kalanı ise (yaşlılar) emekli maaşı veya akraba yardımı ile geçinmeye çabalamaktadır. Belgesiz konut sahiplerine 16 milyar TL (16 bin YTL) ye Doğu Kent’de arsa satılması, üstelik bu arsa taksitlerini öderken aynı süreçte evini terk etip sürekli bir kira yardımı almadan kirada oturması, bütün bu mali yükü yıllar boyu bir şekilde kaldırabilseler de sonuçta ellerine, kesin yeri ve ne zaman imara-yapılaşmaya açılacağı dahi belirsiz, üstelik üzerine ancak A tipi villa yapılabileceği söylenen bir toprak parçası geçmesi, açıkçası bir hayal ve onlar için bir yıkımdır. İşin doğrusu, Doğu Kent’e arsa teklifi, sırf vadiyi belgesiz konut sahiplerinden bir an önce temizlemek için yapılmış bir kurgudur.

Fotoğraflar (1) (2)