19 Kasım 2008

Bilkent'te Asistan Olmak

Solumdaki florasanın yanıp sönen ve sürekli ses çıkartan sinir bozucu engeline rağmen bu yazıyı yayınlamayı bir borç biliyorum.
Ben üniversiteye girerken bazı rivayetler vardı Bilkent ile ilgili, şunlar gibi:
  • Kantin girişinde köpekler ve burslular giremez!
  • Otoparkta: şahin ve kartallar giremez!

ve İhsan Doğramacı ile ilgili ise şunlar:

  • Ariel Sharon ve askeriyeden önemli kişilerle havaalanında çektirilmiş bir resim.
  • İhsan D. nin vizyonun genişliğini anlatan bazı hikayeler: Boş araziyi bir arkadaşına gösterip ben burada üniversite kuracağım demesi gibi...
  • Mason olması konusunda rivayetler

Bilkentte asistanlığımda ikinci yılımın ortasındayım ve gördüğüm şey şunlar:

  • Burslular olmasa öğrenci kalitesi çok kötü
  • Kantinleri ve kafeleri pahalı
  • Sınav sırasında gözünü açmazsan seni ayakta uyutacak öğrenci kaynıyor.

ve bir de şunlar var:

  • Hava soğuk olduğunda bile banklarında oturup bir sigara içerken önündeki havuza ve ışıklı ağaçlara bakasın geliyor.
  • Çimenlik alanının hastası olup yazın uzanıp müzik dinleyesiniz
  • Bazı imkanlardan yararlanmak istediğinizde büyük engellerle karşılaşmayacağınızı bilmeniz (idari açıdan)
  • Eskiden birlikte yürüdüğünüz Bilkent yollarını şimdi kendiniz yürüseniz de eskiyi hatırlamanız

İyisi ile kötüsü ile Bilkent işte... Bir gözetmenlik sonrası odama dönüp bunları yazmaya karar verdim. Birazdan dışarı çıkıp bir sigara yakacağım ve eskiden Danny'nin bulundupu Lojman'a doğru gideceğim. Amerikalıların Pot luck adındaki yemeğine katılacağım. Leon diye bir arkadaşım çağırdı. Pot luck bizim kermes gibi bir şey ama paralı değil. Herkes bir şeyler getiriyor yemek için sonra patlayana kadar yiyorsun. Türkçe de de zaten patlak diye okunuyor. Geçen seneki thanx giving bir nevi pot luck mış bunu anladım.

Neyse ben gideyim, sonra sizlerle gözlemlerimi paylaşırım.

Bezis