17 Kasım 2008

Melek'in Terlikleri

Melek, bir hafta bende kaldı. İzmir'e taşınacağı için evini kapatmıştı. Bugün gitti. Otobüsü gece 12'deydi. Birçok şey o kadar üstüste ters gitti ki, Melek'in gitmesini istemeyen sadece biz değiliz galiba dedim.
  • Önce, duvardaki saat durur gibi yaptı. Yarım saat öncesini gösterecek şekilde ilerliyordu. Ben bunu sonradan fark edip, vakti ayarlayamadım, Melek ve Muharrem'i yeterince uyarmadım.
  • Sonra, Melek'in kaç gündür yazdığı raporun olduğu mail bir türlü gitmedi. Ucu ucuna büyüklüğü sınırı aşmış. Muharrem bunlarla uğraşırken vakit geçiverdi.
  • Koca eşyaları harala gürele taşıdık. Muharrem o koca bavullarla arabasını park ettiği yere kadar koşmak zorunda kaldı.
  • AŞTİ'ye gittiğimizde girişteki trafiği gördük. Yok artık! Daha hızlı olur belki diye taksicilerin şeridine girdik, boştu. Ama en sonunda taksiler bekliyormuş meğer ve beş tane olmadan ayrılmıyorlarmış. Muharrem durumu kurtarmak üzere kaldı, biz Melek'le, elimizde bavullar, koşarak peronu bulduk.
  • Muharrem bir süre sonra koşarak yetişti. Ama iki koli eşyayı yetiştiremedik.
  • Doğru düzgün vedalaşamadan Melek'i otobüse bindirdik. Ama otobüs en az beş dakika daha bekleyince aslında vaktimizin olduğunu anladık. Camdan el kolla konuştuk, ağlaştık. Melek "birbirinize iyi bakın" dedi, bizim gırtlağımızdaki yumru büyüdü.
  • Muharrem'in telefonunun şarjı bitti.
  • Hiçbirimiz yanımıza para almadığımızı fark ettik. Otopark için Melek'in son anda verdiği 5 lira hayat kurtardı.
  • Otoparktan çıkış sırasında, önümüzdeki arabadaki yaşlı amcanın kafası en az bir milyondu, kesin. Düz yolda geri geri gelip bize çarpıyordu neredeyse. Aynı şeyi öndekine de yaptı. İyice sinirlermiz gerildi.

Muharrem beni eve bıraktı. Demir kapıdan içeri girer girmez kendimi tutmayı bıraktım sanırım. Neredeyse Ankara'ya geldiğimden beri çok yakın iki dost olduğumuz Melek'in gitmesi benim için travmatik olacaktı zaten. Eve girdiğimde daha iyi gibiydim. Sakinleştim, yatmak üzere hazırlandım. Melek bir şey unutmuş mu diye etrafı kolaçan ettim. Bir şey unutmuştu. Şuradaki yazımda bile bahsettiğim, giden'in arkasında bıraktığında en çok etkileneceğim nesnelerden biri: Ev terlikleri. bu tesadüf de fazla artık dedim. Yani, kaç kişi vardır ki "çok sevilen kişi gittiğinde ev terliklerini görünce çözülmek" gibi bir durumu olan? Birkaç saat içinde yaşanan bu tesadüfler, semboller, anlamların filan nedeni belli tabi. Güle güle git Melek'im, görüşürüz yakında! (Aha, terliklerin de hemen aşağıda:)