30 Haziran 2009

Hauz emdi


B. adlı insanın evine gittiğimde gecenin bir yarısı çay içip günün yorgunluğunu atarken, hafif uykulu, hafif sarhoş ve genelde lensleri çıkardıktan sonra izlediğimiz bu diziyi tez döneminde kafam patlarken, mola namına izlemeye başladım. Anladım ki lensleri çıkarınca ben safi kör bir insan oluyormuşum. Gregory ne biçim bir insanmış meğerse, ne karizmatik ne nevi şahsına münhasır bir kişiymiş. Alırım ben onu bak diyim burdan.. Hatta tez yazarken onu masanın bir köşesine oturtup " Eee Gregory sence El-Kaide yeni atağını nereye yapar gülüm?" diye sorasım gelir içten içe.

Bir de yok efendim milyonda bir görülen hastalıklar falan konuşuluyor ya işte onun da hastasıyım. Ben ki ilgi alanı tıp/hastalıklar olan bir insanım- nasıl bir ilgi alanıysa o, CV'nin hobin kısmına yazamazsın- diziyi izlerken söylenen semptomlardan bi b.k anlamayarak, bu ne ola ki şimdi diye mal mal bakıyorum. Bir de bence bu House kişisi her bi naneyi önceden biliyo ama söylemiyo ukelalık yapmak için. Hasta ölürken dayanamayıp "tamam yaa amann" diyip söylemeye karar veriyor. Çakalll...

Huzurlu bir gece olsun bari, bir majezik ile baş ağrımı dindirip teze bakmak istiyorum. Bir de bu B. den tekrar bahsetmek biraz sinirime ve duygularıma dokundu onun için de bir kaç hap alabilirim. Yok yok meraklanmayasın House gibi drug addict olmadım henüz. Günde sekiz ilaç aldığım günleri bilirim. Vay anam vay babam bir de vay paşam...