15 Ocak 2011

Bireysel Silahlanma Üzerine


Normalde yapmam! Neyi mi? Birazdan başka bir blog'u ve web sitesinin adresini vereceğim ve kendilerini yerden yere vuracağım. Şimdiden davranışım için özür diliyor, düşüncenin açık anlatılmasından taraf olduğumu vurguluyorum.

Bloglarının ismi Bireysel Silahlanma ve Savunma Hakkı (BSSH). 2009 yılından beri blog yaşamındalar. Kendilerinin sivil bir hareket olduğunu söyleyen bir kesim. Geçen sene Today's Zaman gazatesinde kendileri hakkında haber de çıkmıştı. Ana amaçları Türkiye'de bireysel silahlanmayı sağlamak. Bu konu bu sene fazlasıyla gündemdeydi zaten. İlk başta sinire kesmemiştim ama durup düşündükçe hiçbir şey söylemeden geçemeyeceğime kanaat getirdim. Bu grubun yayınladığı ilk yazının başlığı "Tedbirli Ol Güvenliğini Koru" adını içeriyor. [Azıcık laf sokarak devam ediyorum]: Pardon ama tedbirden kastınız silah taşımak mı? Öhömmm.. Evet evet silah taşımayı tedbir olarak gören bir kesimle birlikteyiz. Bütün halk taşıyacak hem de... İsteyenler yani. Kolayca satın alıp beline takacak, evinde tutacak insanlar. Ha bir de diyorlar ki ruhsatlı olduğu sürece bu silahlar hiçbir soruna yol açmaz. Bakın cinayetlere hepsi ruhsatsız silahla oluyor. Öyle mi, aa ne güzel rahat olalım o zaman... Hemen silah hakkı verelim olmaz mı?

O zaman soruyorum kendilerine bizim ana sorunumuz ruhsatsız silahları ortadan kaldırmak değil midir? Şimdi siz hem ruhsatsız silahları ortadan kaldıracak bir çözüm sunmayın- aklı yerinde, olabilir bir çözüm- hem de kalkın isteyen silah alabilsin diyin. Pardon sivil bir girişim'im mi demiştiniz? Kime giriyorsunuz? Bir de bilinçsizce yazılan yazıları var ki babannem yaşıyor olsa "ah ah tüh tüh.. görüyon mu delilerin içinde kaldık" derdi. Bakın bir haberlerini direk koyuyorum:

Kadın şiddet görmüş, tecavüze uğramış devlet bir şey yapmamış tek çözüm alalım bireye silahı verelim. O başının çaresine bakar. Bu mudur sizin hak, adalet anlayışınız. Sivil bir girişim olduğunuzu söyleyip de bu konuda yardım sağlayabilecek sivil toplum kuruluşlarını da mı bilmiyorsunuz? Misal; verelim Ayten'e silahı öldürsün Osman'ı. Oldu başka bir isteğiniz var mı? İsterseniz bir de özel eğitim dersleri verelim nereden vurursak direk gebertiriz karşıdakini diye.. Vallahi iyiymiş muz cumhuriyeti zaten burası. Bir de faydalı siteler diye spor olarak silah kullanan insanların siteleri konulmuş. Zaten Türk milletinin ana sporu silahtır. At, silah, avrat anlayışından gelmekteyiz değil mi... Gazete haberinde de kültürümüzün içinde olduğunu söylemişler. Kültür dediğiniz olgu gelişen, değişen, dinamik bir yapıdır. Siz bundan 50-100 sene önceki döneme bakarak kültürümüz budur diyemezsiniz efendim. Hangi kültürden bahsediyorsunuz. Savaşçı toplum, barbar Türkler anlayışında mısınız?

Sinire kestim resmen okurum bu sefer. Neyse konuyu alaycı yazım tarzından teorik ve pratik noktalarına değinerek kapatacağım. Bilirsin güvenlik alanında uzmanlaştım. Hala da aynı konuda çalışıyorum. Şimdi güvenlik dediğimiz olgu kırılgan bir yapıdır. Birey, grup, devlet güvenliği gibi ana hususları vardır. Şu andaki yapıya devletler bünyesinde baktığımız zaman silahsızlanmaya doğru gidişi görürüz. En basitinden bu durum hem konvansiyonel silahlar hem de nükleer başlıkların azaltılması anlamında gerçekleşiyor. Bireysel güvenliğe baktığımız zaman ise çevre güvenliğinden tutun da bireyin sadece hayatta kalması değil aynı zamanda da güvenli bir yaşam yaşayabilmesi söz konusu. Bu çerçevede bir kaç kritik görüş ortaya atılmıştır. Bunlardan birisi bireysel silahlanmanın yararı ve zararı konusundadır. Benim görüşüm açıktır ki birey istediği kadar silahlansa da kendini güvende hissedemez çünkü aynı devletlerde olduğu gibi silahlanma karşılığında korkuyu ve daha çok silahlanmayı getirir. Hatta silahlanmanın birey üzerinde yarattığı korku yaşam kalitesini de etkileyecektir. Bu açıdan silahlanma konusuna sadece yaşamı idame ettirmek üzerinden bakılmamalıdır. Yaşam kalitesi ve insanların refah ve huzur içinde yaşayabilmesi de bir güvenlik konusudur.

Dünya'da silahlanmanın bireysel bir hak olduğu bir ülke olarak Amerika'yı görmekteyiz. Zaten silahlanma yasa tasarısı üzerine verilen örneklerde de "Bakınız Amerika'da bireysel silahlanma özgürlüğü vardır" gibi atıp tutulan laflar mevcut. Evet Amerika'da silahlanma bireysel özgürlük adı altında geçer ve anayasada da vardır. Ancak bahsettiğiniz anayasanın ne zaman yazıldığını biliyor musunuz? Amerika diye verdiğiniz örnek sivil savaş sırasında doğu blokta insanların silahlanarak kendilerini savunmasıyla oluşmuştur. Bu dönemde siyahi kesim üzerinde uygulanan politikalar silah kullanma ve sivil savaş işe gerçekleşmiştir. Ardından da eşitlik ilkesi ile bu madde ortaya çıkmıştır. Bireysel bir özgürlük olarak sunulan bu madde her eyalet tarafından da işlenmemektedir.

Amerika'daki pratiğe baktığımız zaman bireysel silahlanma sonucunda bir sürü deranged tipin eline silahı kaparak önüne gelene ateş ettiğini görüyoruz. Bir kaç sene önce Virginia Tech. Üniversitesinde bir öğrenicinin silahı ile önüne gelene ateş ettiğini unutuyoruz. Ya da daha bir hafta önce Arizona'da bir gencin kongre üyesini başından vurduğunu ve 6 kişiyi kendini kaybederek öldürdüğünü de görmüyoruz. Bu örnekler Amerika'da her gün oluyor. Bahsi geçen bireysel silahlanma hakkını savunan bir eyalette yaşıyorum. Bulunduğum yer Virginia'da her hafta polis alert adı altında mailler alıyorum. Bu haberlerin genelinde 3-4 kişilik grupların akşam saatinde silah zoru ile yoldan geçenlerin çantalarını almaları mevcut. Bahsettiğim durum öyle izbe bir yerde olmuyor. Kampus içerisinde bile olanlar var.

Şimdi siz bana hala silahlanmayı savunun. Hatta bir de ruhsatsız silahlar ana sorun diyin. Amerika'da bu durum ruhsatlı silahlarla yapılmaktadır. Siz cinayetten bahsediyorsunuz ben yaşam kalitemin düşmesinden, korkunun en büyük öğe haline gelmesinden bahsediyorum.

Bireysel silahlanma demek... Kime karşı? Sana, bana karşı öyle mi? Bravo cinayet, tecavüz, kapkaç gibi sorunlara daha güzel bir çözüm bulunamazdı zaten(!). Tebrik ediyorum. Dikkat edin de o sizi koruyacak olan küçük silahlar elinizde patlamasın efendim.