25 Temmuz 2006

Can Sıkıntısı ve fanzinler



"Can sıkıntısı"nı arattım muhtar google'a. Can sıkıntısından. 'Can Sıkıntısı' adında bir fanzin çıktı karşıma. Fanzin deyince bir dururum zaten. Durdum yine. Sizinle paylaşıyorum şu anda hatta.

Okulun ilk yılları bıkıp usanmadan bulduğum her fanzini alırdım. Herhangi bir dergiden daha çok heyecan verirdi bana. Bir kere bilmiyorsun ki içinden ne çıkacak? Ama bence asıl çekici kısmı, bir grup insanın bir araya gelip, belki de başka bir yerde yayınlayamayacakları her şeyi, istedikleri gibi yazıp çizmeleri. Kuralları kendin koyuyorsun, çerçeveni kendin çiziyorsun, dergini kendin yaratıyorsun, daha ne olsun?! Bir de şöyle bir düşüncem var: Yolda yürürken yanından geçen herhangi bi insan, senin her ay yazılarını beğenip de çalıştığı dergiyi satın aldığın bir adamdan çok daha iyi yazıyor olabilir. Sana çok daha tanıdık şeyler yaşamış ve bunları, mesela, çizerek çok güzel ifade ediyor olabilir. Ortaya çıkmamış bir sürü güzel şiiri vardır belki, vs. Böyle bir sürü kişi tanıdım, tembellikten, yoğunluktan veya özgüvensizlikten yaptıklarını kimseyle paylaşmayan. Tembellik aşamasını atlatıp da fanzin çıkaranları kaçırmamak gerek.

Sorun: Bana mı öyle geliyor yoksa artık her çıkan fanzin birbirine mi benzemeye beşladı? Uzun zamandır fanzin takibini bırakmamın nedenini kendime sorunca 'yeni bir şey yok Denizcim, boşver' cevabını aldım. Evahalipisi'ne ve Berna'ya not: Artık kaç senedir kafamızda şekillene şekillene hal olan fanzini hayata geçirmenin zamanı geldi.

Üçüncü sınıftayken Hacettepe Rock Topluluğu olarak Yangın diye bir fanzin çıkarmıştık. Hediyesi bile vardı. Topluluktan bir arkadaşın demo cdsini çoğaltıp dağıtmıştık. Ne kadardı? Hah, 500 bin lira! Nasıl da eğlenmiştik yaparken.

Bu arada, söylemeden geçemeyeceğim. Kızılay'daki Bilim ve Sanat Kitabevi kadar sevdiğim kitapçı yok. Mutlaka para kazanıyorlar. Ama çalışanları ve ortamıyla sanki sadece 'kitap aşkına' kitabevi açmış gibiler. Şöyle de bir efsane var: Bir üniversite öğrencisi uzun zamandır aradığı kitabı Bilim ve Sanat'ta buluyor. Ama beş parası yok. Şansını denemeye karar verip kasadaki elemana durumu açıklıyor ve 'param olunca getiririm' demesine kalmadan eleman 'ne demek? Al git, okuyunca kitabı veya paran olunca parasını getirirsin' diyor. Ben seviyorum Bilim ve Sanat'ı. Adı bile yeter:)
Nereden aklıma geldi? Çünkü Ankara'daki en iyi fanzin satıcısıdır aynı zamanda. Gider bırakırsın istediğin kadar fanzini, kapının sağındaki görünür raflarına koyarlar hemen.

Altı Kırkbeş Yayınlarını da geçmeyelim. Her yayınladıkları kitapta fanzin dostluklarını ilan ediyorlar. Kitapları da Altı Kıkbeş ismini gördükten sonra gözü kapalı alınabilir kıvama gelecek yakında. İstanbul'da bir kitapçıları varmış ama ben bulamadım.

3 yorum:

  1. bu anlamsız bu fanzin, işlemez karanlıkta, garipliğine yan, yan yürek yan, yazdı yazan yazdı yazan... silinmeli ne varsa, satırbaşı yeniden...

    fanzinden tek bildiğim kargo'nun gece fanzini isimli şarkısıdır, ben onu brahms'ın bir konçertosu falan sanıyordum ve ne güzeldi o yalnızlık mevsimi... gelmiş geçmiş en iyi kasetler top 10'unun stratosferlerinde kendine her zaman yer bulurdu... şöyle düşünüyorum da kendi listemi, aşkın nur yengi-sevgiliye var mesela, tarkan'ın a-acaipsin'i, duman'ın 2.kasedi, mustafa sandal'ın arabası, ayna'nın dön bak aynaya'sı, haluk levent'in yollarda'sı ve bir gece vakti'si... şimdi pek dinlemiyorum bunları ama yine dinlesem yine severim herhalde... bugünlerde canım sıkıldıkça da inmiyorum ortaköy'e ve sakın susma veda ederken, biraz gül bir şey söyle... hayatımda hiç kitapçı da gezmedim doğru düzgün ve bütün kitaplarım nuh'un gemisine seçilmişlerin tam aksine rastgeleydi... o yüzden oturamadım ben de bir ararat'ın tepesine... egoyan ile egosal bir problemim olmadı hiçbir zaman ve hiçbir derste bitiremedim potemkin'in zırhlısı'nı... ne zaman isyan çıksa uyumaya başlıyordum ben, nasıl uyuduysam yavuz turgul'un karşısında... deniz türkali aile ile sanat olmaz dediğinde anlamıştım ne demek istediğini ama şimdi bir başımayım ve sanattan bir başına olunabilecek en uzak noktadayım... uzun zamandır duymam gereken cümleleri dün patrondan duydum, ama sanki kendi filmimin dışarıdan çekilmiş kötü kopyasını izliyordum... kendine çok güveniyorsun dediği anda kırıldı zaman ve kendine güvenen bütün varolların peşine düştü jet-li... küçükken tam 41 kahramanım vardı benim ve senede bir kere çifleşme mevsimleri... süper kahramanların bile üremeye ihtiyacı olduğunu düşünürdüm dünyanın 23 yıllık esareti altında... duvarımdaki saatin tıktıklarını hırsızın ayak sesleri sandığımda bile ne kadar korkuyordum oysa... bu sabah yeniden bir şeylere inanmaya başlamam gerekiyordu, başaramadım... eve geç gitmek erken gitmek sorunu değil ki bu, değil mi ki çetin altan'ın bile bir avuç gökyüzü... sezen aksu ile tanışsam size bir fanzin yazdım diyebilir miyim derdim belki de ve tezer özlü ile geçer askerlik geceleri... nöbette kitap okurken yakaladığım ilk askersin demişti subay, oysa bilmiyordu ki benim bütün kitaplarım rastgeleydi... ve ben de bir başka subaya ben insanım anlıyor musun demiştim anlamayacağını bile bile... bir şey anlamıyordu kimse, california bu yüzden çok sıcaktı... ben hayatımda amerikalılar ve çekik gözlüler kadar salak milletler görmedim ama dünyaya onlar hükmediyordu... yoksa dünya matah bir yer değil miydi... süpermen bir kere uzun bir uzal yolculuğunun sonunda tanrıya toslamıştı... bryan singer neden bu konuyu islememisti? telefonlar artik ne kadar kolay baglaniyordu, ozellestirme gercekten iyi bir sey miydi?

    bu anlamsiz bu fanzin islemez bu blogda, salakligina yan, yan vd yan, gitti giden, nerde comment?

    :)

    YanıtlaSil
  2. Nerede gerçekten? Neyse, arar buluruz, işimiz ne? :)

    Hz, fanzin işler bu blogda, işler...Çünkü şu yaptığımıza da bir online fanzin denebilir. Pek protest değil bizimki ama n'apalım? 82 anayasası doğumuna denk gelen nesiliz biz :P

    YanıtlaSil
  3. "Fanzin nedir?

    Fanzin, fanatik ve magazin kelimelerinin birleşiminden oluşan bir kelimedir. Ancak, amaçlanan magazin olmak veya bir şeyin fanatikliğini yapmak değildir.
    Herkesin bir fanzin oluşturacağını bilmemiz gerekir, çünkü fanzin; bir yere karaladığınız yazı, tuttuğunuz günlük, kesip yapıştırdığınız resimler veya bunun gibi aklınıza gelebilecek her türlü kuralsız oluşumlardır.
    Dergi ve gazatelerden daha eski bir tarihe sahip olan fanzinler, aslında birçok tanınmış yazar, müzisyen ve ressamın ilk başlarda yaptığı birşeydir. Kural olmadan, özgürce basabildiğiniz(genel olarak fotokopi yöntemiyle) toplu yazılar fanzin dünyasına ilk adımlarınızdır.
    Sokağın, karanlıkta kalanların, söyleyecek sözü olanların yayınıdır fanzinler...Ve onlar tahmin edemeyeceğiniz kadar çoktur!

    Fanzin Manifesto

    •Fanzin özgürlüktür

    •Cutout fanzinin başlangıcıdır

    •Fanzin istediğin gibi davranmaktır

    •Fotokopi fanzinin ruhunu oluşturur

    •Popülerlik fanzinin hastalığı olmaz

    •Savaşla sevişen fanzini kirletir

    •Son yoktur -kesip yapıştıracak- bir şey hep olacak

    •Fanzin herhangi bir görüşe kölelik yapmaz

    •Herkes bir fanzin oluşturabilir

    •Her fanzinin bir akordu, bir düzine şarkısı olması gerekir

    •Fanzinin tirajı belli değildir

    •Sözlerin ne zaman başlayacağı belli olmaz

    •Fanzine başlayan bir daha vazgeçemez bu yüzden fanzin el altından dağıtılır

    • Bir fanzin hep fanzin olarak kalacak, daldan düşecek kadar olgunlaşmayacaktır..."


    http://fanzin.deviantart.com

    YanıtlaSil