15 Aralık 2006

Sen bir atasözü olsan, ben de bir deyim

Az önce buradan It's not over untill the fat lady sings deyimini öğrendim. Aslında bazı İngilizce konuşulan filmlerde duymuştum ama tam anlamamışım demek ki. Ne güzelmiş değil mi? 'Şişman kadın şarkısını söyleyinceye kadar gösteri devam eder' gibi bir anlamı var. Veya, bize adapte edilerek 'assolist sahneye çıkmadan gösteri bitmez' olarak da çevrilebilir.

Annem çok meraklıdır atasözlerine. Bildiği bütün deyimleri veya atasözlerini tam yeri, tam zamanında kullanır. O söz yerine ne söylesen hafif kalır, öyle bir yoğunluğu vardır atasözlerinin ve deyimlerin. Benim hoşuma giden de bu zaten.

İlginç olanlardan aklımda kalanlar şöyle:

- Sac kızdı, hamur tükendi; gelin akıllandı, ömür tükendi. (Acıklı gibi sanki.)
- Ben derim Emine, sen anlarsın .mına! (Bunu babaannem çok sinirlenince söylerdi.)
- Bir kolumuzun altı kaldı edilmedik. (Bunun aslı s.kilmedik olacak, bu yumuşatılmış hali.)
- Eşeğin aklına karpuz kabuğu sokmak. (Şapşal eşek.)
- İşkilli büzük cingilder. (Küçükken babama bunun anlamını sorduğumuzda 'gel bana tecavüz et demek' demişti:))
- Soğuğa sormuşlar 'nerelisin' diye, 'aslen Erzurumluyum ama Afyon'da otururm' demiş. (Of, fena halde doğru!)

Bir de, sürekli anlatılan fıkraların son cümleleri de artık deyim gibi olmuş. (Ya tutarsa gibi.) Örnek vereyim:

- Benim ne ettiğimi bildiğim mi var? (Kadın, kocasının ölümünün üzerinden daha bir hafta geçmeden başka bir adamla evlenme hazırlığına başlar. Çevredekiler şaşkınlıkla 'nasıl olur' deyince o da 'aa, benim üzüntüden ne ettiğimi bildiğim mi var yavrum?' der.)

- Menfaatine yavrum menfaatine. (Bu yaşanmış bir hikayeymiş. Yalvaç'ta çok küfür etmesiyle meşhur Ali Ağa diye biri varmış. Bir gün, adamın biri kahvede Ali Ağa'ya karısının ve annesinin bir olup ona evi dar ettiklerini anlatıyormuş. Adam anlattıkça Ali Ağa küfrediyormuş; hay ben senin avradını... hay ben senin ananı... diye. Adam neden sonra duruma uyanmış. 'Hop Ali Ağa' demiş, 'sen benim anama avradıma küfrediyorsun yahu!'. Ali Ağa'nın cevabı: 'Menfaatine yavrum, menfaatine')

Son olarak anlamından çok söyleniş tarzına bayıldığım sözler var. Yeri gelse de kullansam diye can atıyorum.:

- Katranı kaynatsan olur mu şeker? / Cinsini s.ktiğim cinsine çeker. (Of, süper!)
- Keçinin olmadığı yerde koyuna Abdurrahman Çelebi demek. (Düşünsene, koyuna Abdurrahman Çelebi diyorsun. Her seferinde gülüyorum ya.)
- Abdülhamid devrinden kalmak. (Babam bunu 'Abdülamit' diye söylüyor, çok zevkli oluyor.)

Ha bir de 'tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuş' atasözüne, 'Tencere- kapak ilişkisi' şeklinde gönderme yapanlara sinir oluyorum. İlişkiymiş, tencere ve kapak len onlar! :)

4 yorum:

  1. Ben teşekkür ederim. Bu blogdaki yazılarım hep öyle. Serbst çağrışım yapıyorum kendimce. Ha bir de, bizim ev ahalisi başka yerlere kaydı sanal alemde anlaşılan. Birilerinin okuduğunu bilmek güzel bir his. Rüzgarın estiği gibi yazıyor olsam da. :)

    YanıtlaSil
  2. Benim bir arkedesimin kullandığı atasözünü de paylaşayım efenim.

    - "Akçe sayış, don yürüyüş öğretir."

    Akçenin saymayı ööretmesini hep annadım da bu don denen meretin nasıl yürüyüş öörettiini annayamadım :P atasözünün ilk bölümü bööle birebir annam olarak aldığında manalı gelince geri kalanını da öyle algılayınca benim gibi soru isaretleriyle basbasa keyifsiz bir parti yapabiliyor insan.. yannız bu siteye şöyle girip bir baktım da ben kendimi tutmazsam burda yorum yazmaktan telef olabilirim haha sevdim bu serbest çaarısım olayını valla canım sıkıldıkca gelip çok serbest yorumlar yapabilirim dikat dikkat hatta achtung beware of me falan filan diorum. ama lütfen su blogger barını kaldır güzelim headerını yemis serrefsiz..

    YanıtlaSil
  3. Ha ha, serbest çağrışım yorumlarına açıktır bloğumuz efendim. Yaşasın serbest çağrışım! hatta.
    (O barla çok uğraştım, o şekilde kalmaya inat etti. Biz de beraber yaşama kararı aldık işte.)

    YanıtlaSil
  4. Yukarıdaki ilk anonin yorum benim, diğeri de Vatansız Kral'ın. Beta geldi, mertlik bozuldu. :)

    YanıtlaSil