11 Şubat 2008

Düzeni Düzenle

Az önce yanlışlıkla bloğun görünüm ayarlarıyla acımasızca oynayabildiğiniz kısmına girmişim. Tam "gönderi oluştur" düğmesine basacakken, sekmede yazılı bu sözcük ikilisini gördüm:

Düzeni Düzenle


Bu ikiliden insanın aklına neler gelebilir? Neler gelmez ki! Hrant Dink'in bugünkü üçüncü duruşmasına giderken hala arsızca bağıran sanıkların oluşturduğu çirkin sahnenin arkasındaki çok daha çirkin görüntüden; Radiohead'in son albümü In Rainbows'la zaten zayıflamış eski-ekol müzik dağıtım düzeninin kırılmış zincirine kadar bin türlü düzen aklıma geldi birkaç saniye içinde.

Düzenin, Türk Dil Kurumu sözlüğünde tam 11 tane anlamı varmış:

1 . Belli yöntem, ilke veya yasalara göre kurulmuş olan durum, uyum, nizam, sistem.
2 . Soyut ve somut nesnelerin bir sıraya, bir hedefe, bir amaca göre sıralanması, konsept.
3 . Yerleştirme, tertip:
"Evin en bozuk düzeninde bile hastalığa mahsus birtakım aletler vardır."- R. N. Güntekin.
4 . Bir devletin belli başlı ilkeleri bakımından yönetimde tuttuğu yol, yönetim biçimi, rejim.
5 . mecaz Bir kimseye, bir kuruluşa karşı toplu olarak alınan gizli karar, dolap, komplo.
6 . mecaz Topluca ve gizlice yürütülen herhangi bir plan, dolap, komplo.
7 . mecaz Dolap, hile:
"Hile, düzen dağarcığından elbette yeni bir şey bulup çıkaracak."- E. E. Talu.
8 . müzik Müzik aletlerinde ses ayarı, akort.
9 . toplum bilimi Toplumsal bir yapı içinde ögelerin bütüne, bütünün ögelere ve ögelerin birbirlerine göre ilişkileri:
"Orta hâlli ailelerin kurduğu bu düzende herkesin bacası tüten, kapısı çalınan bir evi var."- N. Meriç.
10 . halk ağzında Alet edevat takımı.
11 . halk ağzında Bez dokuma tezgâhı.

ve düzenlemek:

1 . Düzenli, düzgün duruma getirmek, düzen vermek, tanzim etmek:
"Odasını düzenledi."- .
2 . Yapmak, hazırlamak:
"Merdivenleri, masaları gayet hantal, battal şeyler. Bodrumun ışığını da buna göre düzenlemişler."- B. R. Eyuboğlu.
3 . müzik Düzenleme yapmak.
4 . müzik Müzik aletlerini akort etmek.

Görüldüğü üzere, düzen sözcüğünün pek de güzel bir geçmişi olmamış ki, dilimizde çoğunlukla olumsuz bir anlam edinmiş. Zira, 11 anlamdan birinci ve dördüncüde gördüğünüz gibi, tarafsız bile gözükse, pek güzel sahneler getirmiyor insanın gözünün önüne.

Düzenlemekse ne güzel! Güzelleştiriyor, toparlıyor, istediğin gibi olmayan bir şeyi istediğin bir hale getirme durumunu anlatıyor. Düzeltmek değil, düzenlemek. İronik bir şekilde düzenlemek sözcüğü, düzenden kaynaklanan rahatsızlığı gideriyor.

Gibi görünüyor. Ve fakat, düzenlemek, zaten belirli bir şekle getirilmiş 'düzen'i, azıcık daha katlanılabilir hale getiriyor. Sanki düzenleyince, ortaya çıkan şeyin senin eserin olduğu yanılgısını veriyor. Sana düzeni 'sahiplendiriyor'. Duruma seyirci olmaya dayanamamış olanları, bir şey yapmış gibi olmanın verdiği rahatlıkla sakinleştiriyor, seyirci koltuğuna tekrar oturtuyor. Bu fiil, belli ki sadece, kökündeki isme hizmet ediyor, casus gibi.

Başta, müzik dağıtım zinciri gibi ekmeğini bolca yediğimiz, geliştikçe güzelleşen, ama zamanı gelince tamamen bozulması gereken 'düzen'lerden söz etmek de vardı aklımda. Ve fakat, yazının genel halet-i ruhiyesinden de anlaşılacağı üzere, bugün pek havam yok. Zira, Hrant Dink'in duruşma haberini yanlışlıkla saçma sapan bir televizyon kanalının cafcaflı haber bülteninden seyretme gafletinde bulundum. Bir yandan, Dink'in eşine arsızca ve abuk sabukça bağıran sanıkları lanetler gibi görüntüler; diğer yandan, bunun aslında herhangi bir cinayet olduğunu, 'dağlarda o kadar Mehmetçik ölürken' pek de abartılmaması gereken bir vaka olduğunu anlatan satır arası sahneleri... Haber boyunca duruşma hakkında doğru düzgün bir bilgi edinememiş olmama rağmen, duruşma salonundaki kameralı kayıt sisteminin ne süper sonik bir şey olduğunu, nasıl çalıştığını şu anda çok ayrıntılı biliyor olmam bunun ufacık bir göstergesi olsa gerek.

Düzeni düzenlemek ikilisi; düzeni süslemek, zaten pek açık olmayan gözlerin aralıklarından filtrelenerek girerek daha büyük bir inançla kabul ettirmek, kayganlaştırmak, batan, acıtan, bağırtacak, ayağa kaldıracak yerlerini daha görünmez yerlere saklamak gibi bir anlama geliyor olsa gerek

----------------
Now playing: Radiohead - Go Slowly

4 yorum:

  1. Denizcim,
    Yazını okuyunca "düzenlemek"
    "düzmek" ten geliyor olabilir mi acaba die düşünmeden edemedim:) Ben de senin gibi yapayım dedim, açtım sözlüğe baktım: "kaba konuşmada cinsel ilişkide bulunmak" demiş bunun için de. Vallahi de kökü bu.

    YanıtlaSil
  2. Ehe, 'düzmek' kısmını yazıya hiç sokmayayım dedim Berfucum, ama gayet haklısın :)

    Hatırlıyor musun, Yalvaç'ta 'düzmek' 'dizmek' anlamında çok kullanılır.
    Boncuk düzdüm, yola düzüldük gibi. Bu da ilginç bir ayrıntı olsun burada.

    YanıtlaSil
  3. acaba düzen mi düzmekten geliyor, yoksa düzmek düzenin insanlara yaptığı muamele nedeniyle mi düzme adını almış.. hımm bilemedim bak şimdi..

    YanıtlaSil
  4. 'düzmek'le ilişkisi kadar, kelimenin 'düz'den türemiş olması da manidar değil mi?
    her şeyi zaten 'dümdüz' etmeye meyilli 'düzen'i bir de 'düzenle'diniz mi, çifte kavrulmuş lokum gibi olur.
    neyse... bu vesileyle, epeydir uğrayamadığım blogunuzda epeyce oyalandığımı ifade edeyim. bundan sonra daha 'düzen'li izleyeceğim, söz! ;-)

    YanıtlaSil