30 Mayıs 2008

İçeriden Görünenler: İnat

Elimde değil arkadaş, inat ediyorum! Yaşım büyüdükçe daha makul bir hale gelmiş bile olsa, içimde sürekli "banane işte, öyle değil, benim dediğim gibi" diyen minik bir cadı var. Bu inat meselesi, başka bir içeriden görünenlerde bahsedeceğim gibi, önüne geçilemez uydurukçuluğumla birleşince iyice komik bir hal alıyor.

Mesela, söylediklerime değer veren ve beni dinleyen bir grup insanla bir yerde oturmaktayız. Biraz da içmiş olabilirim. Muhabbet, masada oturanlardan azıcık daha fazla bildiğim bir konuya gelmiş dayanmış. Ben yavaş yavaş başladığım konuşmamda hızımı alamamışım, kaptırıp gidiyorum. İnsanların güzel güzel beni dinlemesi çok fena, çünkü bu kez anlattığım konunun daha vurucu hale gelmesi için zottirik bir son uyduruveriyorum! O ana kadar beni güzel güzel dinleyen insanlar birbirinin gözüne gözüne bakmaya, bir kıpırdanmaya; daha dışarlıklı olanlar "hadi len, yok artık" filan demeye başlamazlar mı? Başlarlar tabi, hakkettin sen bunu.

Bu inat mereti o anda zihnime katılıyor, katılmayasıca. Uyduruk veya abartı olduğunu domuz gibi bildiğin, henüz bir dakika önce bizzat kendinin uydurduğun bir şeyin doğruluğu üzerine inat eder mi normal insan? Valla ben ediyorum. Daha hayatımda, yüzde yüz doğru olduğunu bildiğim bir konuyu bile bu kadar ateşli savunamamışımdır. Elbette karşımdaki insanın inanmamaya devam etmesi gerekli, hele biraz da gıcık bir tipse tutmayın beni. Bir yalanı savunmak için gerekli olan bin adet yalanı uydurmadaki hızım ise inanılmaz! En kötüsü de, karşımdakinin savını oldukça mantıklı ve dayanaklı bir şekilde anlatması. O durumda bile yenilgiyi kabule tmek yerine ya tuvalete gidiyorum ya da karnıma ağrı sokuyorum.

Ve gecenin sonunda, gıcık tipin sonradan çok da gıcık olmadığına karar verirsem eğer, "olm, benim kadar mantıksız dediğim dedik çaldığım düdük göremezsiniz bir daha, iyi bakın ha" diyorum, vicdanımı rahatlatıyorum, ehe.

Dipteki Not: Buna benzer bir konuyu, Mayıs ayı içerisindeki bir Uykusuz sayısında Ersin Karabulut çizmişti. Hani, birada alkol yok olm muhabbeti. Kesinlikle okumanızı tavsiye ederim.

2 yorum:

  1. ben blog diye buna derim denizim, her gün şahane bi yazı, bir kişisel tarih. şahsen sünepe blogum biraz seni örnek alsa iyi olacak, kaç gündür-haftadır aynı yazıyla sürünmekte garibim.. bi sayfayı açınca hep değişik şeyler görmek ne güzel yahu!!..:))

    YanıtlaSil
  2. Zü'cüm tek yu. Ben de bundan sonra kendimin Mayıs 2006 ve 2008 performanslarını örnek alacağım. Her gün okumak kadar her gün yazmak da çok keyifliymiş yav, tekrar sevdim ben bu işi :)

    YanıtlaSil