13 Ocak 2009

Ankara'nın Taşı Toprağı Derin Devlet (Treasure Hunt, Part I-II)

Demek ki neymiş? Dış mihrak filan hikayeymiş.
Bizzat bünyenin yarattığı kurtlar bağırsaklarda kol gezmekteymiş.

Hey gidi! Her gün işe/ okula giderken yanında geçtiğin, çevresinde dolandığın, üstünden atladığın; velhasıl coğrafi olarak burnunun dibinde bir yerde böyle olaylar meydana gelmesi insana kendisini daha kötü hissettiriyormuş. Şu anda Türkiye'de kendisini en çok koyun gibi gören halk, Ankara halkıdır herhalde.

Bu arada, hani kroki bulunuyor ve kazılar ona göre yapılıyor ya; bir an o krokilerin kazı yapılan alanda bombalarla filan birlikte bulunduğunu düşündüm. ODTÜ'de, bahar şenliklerinde oynanan Treasure Hunt oyunu gibi. Yönlendiğin her noktadan, bir takım gizli talimatlarla başka bir yere yönleniyorsun. Berfu anlatmıştı, bir kere kampüste, Ziraat Bankası'nın oradan geçerken bir çocuk nefes nefese gelip Berfu'ya oynaması için ısrar etmiş, baya çiftetelli işte! Zira çocuğun görevi Ziraat'in önünde sarışın bir kızı oynatmakmış, sonra da bir yerden tuzluk bulacakmış filan. Bu kazılarda da acaba yönlendirici talimatlar buluyorlar mıdır sayın geç uyanan yetkililerim? Çubuk'tan bir kilo salatalık turşusu alınacak, Bakanlıklar'daki alt geçidin duvarlarındaki kuğular yalanacak gibi misal?

Ehehe, gülelim bari artık.