7 Nisan 2009

Akşam Planı

Bu akşam G-mailime Beyza'dan bir mail geldi ve aşağıdaki yazışma ortaya çıktı. Bakınız biz blog semaları dışında nasıl kuzenleriz, ehe. Böyle beş dakikada yapılan keyif planlarının hastasıyım. O sırada tek amacı saati 18:30 yapmak olan Deniz'in cıvıklıkları ve daha çok evde duruyormuş gibi görünen ama emin olun bu ara Deniz'den çok daha yoğun olan Beyza'nın ciddiyeti tüm çıplaklığıyla karşınızda..! Diyalogdan sonra altta bir de terimler sözlüğü ekledim, lazım olabilir.

Beyza:
Akşam eve mi geçeceksin kuzi direk?


Deniz:
Yes I will kuzim. Would you like to join?


Beyza:
Senin buzluğu (1) açıp akşam yemeği hazırlasam mı :)
Fasulya yimeği mesela? Soğan var mı sende ve salça..
Gerisi buzluktan çıkardığım bi şeyle yapılır.


Deniz:
Hehe ne güzel lan :)

Buzlukta en önde kurutulmuş yeşil fasulye (2) var. Onu suda haşladıktan sonra yağda sovanlan kavuruyorsun. Üzerine de sarmısaklı yoğurt, mmmm :) Ama evde yoğurt yok.

Başka da fasulye namına bir şey yok bildiğim kadarıyle. Ama don köfte var bol bol. Çözülmesini beklemeden tavada pişebilme özelliğine sahipler kendileri. Sonracığıma, donmuş domatesler var sos yapmalık (makarnaya karar verirsen deyu söylüyorum.) Onu da kaynar suyun içine attın mı hemen kabukları açılıyor ve doğranmaya müsait hale geliyor. Mmm :)

Salça var, soğan var. Nutella yok. Çilek reçeli var. Ruffles var. Maydonoz var. Yoğurt yok. (3)


Beyza:
Aaa unut kuzi unut.. Akşam işim var yahu evde..
Unuttum tamamen..
Sonra yaparız muck.

Deniz:
Pis.

"Ladri di biciclette" filmini izleriz diye hayaller kurmaya başlamıştım ben.
IMDB'de 21.232 kişiden ortalama 8.4 puan almış. Bu ne demek biliyor musun?

Çok şey kaçırıyorsun demek, nıhahaha.

Beyza:
Ya tamam pek güzel anlatmışın...
Gidicem tamam :)
Sen kaçta gelirsin eve kadın onu söyle? (4)

Deniz:
Alaam, ben nasıl değerlendirsem bu ikna yeteneğimi bilmiyorum ki? Memleketi kurtarabilirim sanırsam. Neyse, akşam işim var, Bisiklet Hırsızları izleyeceğim. Memleket yine sonraya kaldı. :P

Yedi on beş sularında evdeyim ben. Yemekle vakit harcamayalım. Mis gibi nar ekşili, naneli, acısı minimum, eti sıfır noktasında çiğ köfte (5) yiyelim ne dersin? Benim mide tam delinmedi daha biliyorsun.

Beyza:
Yok yok sen gelinceye kadar ben hazır ederim hemencecik bi şeyler..
No worries.. ama yaptığımı yersin valla. Laf etme.. Ben 5.30 servisi ilen geçicem direk sana giderim. Makalelerim olacak zaten. Yimeği yapar oturur onları okurum.. Filmi de yemek yerken izlemeye başlarsak efficiency (6) olur, aksam da eve gidince iş yapabilirim :)
Görüşürüz beybi..

Deniz:
Ekzılınt pilan! Memleketi kurtarırken bu organizasyon özelliğinle ortağım olabilirsin Robin. Memleket derken "bu dünya benim memleket" malumun. Dünyayı ele geçirme düğmesine basmadan kötüleri yakalamalıyız. Ama bu akşam değil.

Sürpriz yemeğin içine tek taşımı da isterim.

Akşama buluşalım, vikingler geliyor.(7)

Terimler Sözlüğü:

(1) Buzluk: Seyrek aralıklarla Ankara'ya gelen annelerin, bir önceki geldiklerinde bıraktıkları yemeklerin, aynen bıraktıkları yerde kimyasal değişime uğradıklarını görünce başlattıkları harekettir. Gıdalar, marketlerde satılan hazır ürünlerden daha da hazır hale getirilerek buzlukta stoklanır.

(2) Kurutulmuş Yeşil Fasulye: Üzerinde buzluk hareketi uygulanmış bir çeşit kurutulmuş sebze. Anne kişisi, kurutulmuş bir sebzenin dahi çürümesinden korkmuştur.

(3) Yoğurt Yok: Bu kuzenlerin de birer üyesi olduğu koca sülalenin ana besin maddesinin yoğurt olmasından mütevellit, var olmaması durumunda sürekli tekrarlanan deyiştir.

(4) Kadın: Beyza ve Ertuğrul tarafından, birbirlerinden habersiz şekilde aynı zamanda başlayan, Deniz'e hitap şeklidir. Höt höt içeriklidir. Karşılığında "Bey" denir ama bu hareket henüz başlamamıştır.

(5) Çiğ Köfte: Beyza'nın yemeden duramadığı, hayatında acı yemeyen Deniz'e ilk acısını tattıran tehlikeli yiyecek. Deniz'in evinin hemen altında açıldığından ve midesini yakım yakım yaktığından Deniz kendisinden korkuyla bahsetmektedir.

(6) Efficency: Tüm ekonomi bilginizi unutun. Etkinlik veya verimlilik de diyebileceğimiz bu efficency tamamen "keyif arttırma" odaklıdır.

(7) Vikingler Geliyor: Bu tarz tabirler görüldüğünde, Deniz'in, kafasında her daim bir şarkı ile dolaşan bir kişi olduğunu hatırlayın. O anda aklında muhtemelen Vikingler çizgi filminin "haftaya buluşalım haftaya, Vikinler geliyor, lalalalala" müziği vardı. Burada, pek anlaşılamayacağını bildiği halde bu deyişi kullanması, Deniz'in canının öyle böyle sıkılmadığını gösterir.