16 Nisan 2009

Geçtiğimiz Ay

Ben. Geçen bir ay boyunca. Kendi evimin içinde. Hala taksitlerini ödemekte olduğum beş artı bir ses sistemimin geri kalan (biri ana) üç parçasını aradım. Desem inanır mısın? "Evde ses sistemimi kaybettim" cümlesi bir Orçun Kunek şarkısı değildir de nedir?

Ben. Geçtiğimiz ay. Hiç giremediğim internetin yirmi dokuz telelik parasını ödedim. En büyük kazancım bir adet Beady Belle albümü oldu. Deneme amaçlı idi. Fakat, acid jazz hadisesine henüz alışamadığım için maalesef Thievery Corporation'la ikisinin arasında bir seçim yaptığımı durmadan hatırladım.

Sonra ben, az önce yazdığım kötü kötü her şeyi sildim (görmediniz siz tabi). Sonra geçtiğimiz aya 'AYI' dedim. Ama sonra ayıları sevdiğimi hatırladım. (Teddy Bear babında tabi.) Bugün iş yerinde Nisan ayında doğanların doğumgünü kutlamasında sadece ben mevcut olunca, bu ayı neden sevdiğimi hatırladım. Sabahları geç kalmalarımı 'benim doğduğum gün Cumartesi sabah dokuz imiş' adlı gerçek gerekçe ile açıkladım. (Çok mantıklı buldular.) Ha, bir aydır benimle konuşmayan (küstü bana çünkü) müdürüm olmadığı için rahatladım.

Banyoyu -ketçapla cinayet filmi çevirmeye çalışan acemi yönetmen gibi- kırmızıya bulayarak saçımı da boyadım. "Ne düşünüyorsan, o gerçektir' düsturuyla, bu ayı'nın üzerinden atladım.