21 Mayıs 2009

Anadolu'nun Kayıp Şarkıları

Dün akşam hastası olduğum program 5N 1K'da, Cüneyt Özdemir, Anadolu'nun Kayıp Şarkıları adlı belgeselin Cannes'daki gösteriminin ardından yönetmen Nezih Ünen'le deniz kenarında bir röportaj yaptı. Bu belgeselden daha önce haberim olmamıştı. Kanepeye uzanıp 'bakalım neymiş' lakayitliğinde ortasından izlemeye başladım. Röportajın ortalarına doğru şöyle bir doğruldum, bitmesine yakın internet başına gitmek için ayağa kalkmıştım.

Nezih Ünen'in sürekli belirttiği gibi, belgeselin konusunu anlattığınızda herkes "hmm hmm" deyip geçebilir. Zira konu, Anadolu'nun ücra köşelerindeki özgünlüğü koruyan köylere gidip, 'kayıp şarkıları' kayda almak. Sizin de 'ya ya' diyip geçecek olduğunuzu tahmin eder gibiyim. Fakat durum farklı, hem öyle böyle değil. Programda ucundan gösterilen /dinletilen kısımları bile o kadar muazzam ki, "hemen, şimdi izlemeliyim" sabırsızlığına girebiliyorsunuz.

Kayıtları şenlendiren "Nezih Ünen Group"un (konser grubu) kimlerden oluştuğunu da hemen aşağıya yazdıktan sonra belgeselin sitesinden snopsisi de bir aşağısında paylaşayım:

Alp Ersönmez : Bas
Mert Önal : Davul

Sarp Maden : Gitar

Serhat Ersöz : Keyboard
Osman Aktaş : Kaval
İzzet Kızıl : Perküsyon

Nezih Ünen : Saksofon, keyboard


Antik kültürleri, imparatorlukları, mitolojileri ve yaşanmış görkemiyle dünyada eşi benzeri olmayan Anadolu’nun 10 binyılı aşan bir geçmişten kalma egzotik mekanları ve insanları arasında yaşanan bir müzikal yolculuk.


Anadolu’nun Kayıp Şarkıları, bir müzikal-balgesel olarak belki de türünün ilk örneği: Anadolu halkının kendi mekanında ve provasız kaydedilen otantik performansları, 20 benzersiz şarkı halinde yeniden düzenlenirken bazıları ise orijinal halinde bırakıldı.


Bu yolculuk, müzik ve kültürün nasıl olup da hayat, coğrafya ve çalışma ortamından türediğini gözler önüne sererken, Anadolu’nun zengin kültürleri de müzik, dans ve ritüeller temelinde keşfediliyor. Bu insanları saran ve yaşam biçimlerini etkileyen büyüleyici çevre de filmin şiirsel anlatımına katkıda bulunuyor.


Müzikal -belgeselde bir de, gittikleri ortamlardaki doğal seslerden montajlanarak oluşturulmuş bir şarkı var ki, ahh. Cüneyt Özdemir sorusunu sormaya başladığı anda "len bu Dancer in the Dark'taki aklımdan çıkmayan fabrika sahnesi gibi mi acaba" diye düşünmeme kalmadan Nezih Ünen aynı filmden bahsetti. Yalnız, filmde, fabrikadaki seslerden oluşturulmuş müzik bir kurgu ile elde edilmişti elbette. Anadolu'nun Kayıp Şarkıları'nda ise, filmden sonra ellerindeki malzemelerden çıkarılmış bir şarkı söz konusu. Sadece ucunu dinlemek bile çalışmanın ne kadar heyecan uyandırıcı olduğunu gösteriyor.

Daha önce bahsettiğim Futuristika'da da Özkan Şahin vermiş haberi. Bir yıldan fazla olmuş hatta ama kaçmış işte gözden. Buradan siz kaçırmayın bari. Film, biraz gecikme ile, sonbaharda vizyonda imiş. "Sonbaharı hiç bu kadar beklememiştim."