23 Mayıs 2009

Terör ile ilgili Konular


Aylar önce bir ödev üzerine çalıştığımı ve konunun terörizm olduğunu söylemiştim. Cuma günü itibari ile kendisini teslim etmiş bulunmaktayım. Ancak pek hoş olmayan bir şekilde, ödevin bibliografyasının yarısını yetiştiremedim. Hmm hmm hmm.. Sanırım pazartesi günü okula gidip "aaa bak nasıl da yanlış olmuş diyerek hocama uğrayacağım."

Zaten terslik üzerine terslik oldu dün ödevi teslim ederken. Mesela odadaki bilgisayarıma bağlı olan printer ayvayı yedi... Basmadı ödevimi...Sekreterlikteki kutuya bırakmam gereken ödev için son saat 17:30'du çünkü sekreterlik o saatte kapanıyordu ve ben 17:45'de hala çıktı almaya çalışıyordum. En son elimde usp ile koşa koşa sekreterimiz Pınar'ın yanına gidip, "Pınar çıktı almam lazım, E. Hoca beni kesecek" dedim. Çıktıyı aldık. Bu sırada Pınar durdu "herkes kapak bilem yapmış, sende yok" dedi. Bende "Yahu önemli olan kapak mı gözünü seveyim, içerik önemli" dedim. Tabi bu sırada ödeve başlık koymayı bile unuttuğumu fark etmedim. Evet ulen başlığı yok! Direk Abstract diye başlıyor inanamıyorum kendime... İlk defa elime yüzüme bulaştırdım sanırım. Nasıl bir master öğrencisiyim, nasıl bir asistanım, bunu ben yaparsam öğrenciler ne yapsın... Kızıyorum kendime şu anda... Neyse çıktıyı alırken E. Hoca sesimi duymuş, bölüm başkanı kendisi.. Çıktı odasından "nerdesin sen" dedi.. Valla çıktıyı almakla uğraşıyorum, terslik terslik üzerine dedim. Hocam Pınar'ın çıktıyı aldığını görünce ekledi: "Oh valla senin yerine ödevi de biz yapsaydık bari" dedi gülerek. Kem ve küm şeklinde güldüm bende... Rezalet tam bir rezalet...
Odama geri döndüm sonrasında, rahatlamıştım... Yanımda lep ve tapımı götürmüştüm ödevi rahat yazmak için ve eternet denen kabloyu da ona bağlamıştım. Bir leptap'a bir de odadaki bilgisayara bakarak ödev yapmak zor oluyormuş. Şu anda yaklaşık 10 metrelik bir eternet kablosu uzanan leptapta bu yazıyı yazıyorum mesela. Nedeni ise eternet denen zıkkımın girişi bilgisayar ile sevişmekten pek bir keyif aldığı için geri çıkmayı reddetti. Bende okuldaki odada kablonun ucunu takip ede ede ana hatta ulaşıp bağlı olduğu diğer taraftan çıkardım şuursuzu. Bir ara ulen napcaz şimdi kablo Bilkentin zimmetli malı diye aklımdan geçti. Sonra da iyi de koca leptapı da mı zimmetlicem buraya olmaz kardeşim dedim. Şimdi siz diyeceksiniz ki sen becerememişsindir çıkarmayı... Kesinlikle öyle değil. Bilgisayar Mihendisi arkadaşım S. bile dumur oldu dün durumu görünce... Deli gibi bir güç uygulasak bile kesinlikle kablonun ucu çıkmak istemiyor yuvasından. EN son bilgisayarın bütün iç organları olan ana kart, güç inventörü gibi şeylerin elimde kalmaması için güç uygulamayı bıraktım.

Şimdi yazının bundan sonraki kısmı teslim ettiğim ödev ile ilgili efendim. Sıkılacağını düşünenler daha eğlenceli bloglara koşmalı hemen. Ödevin konusu Londra ve Madrid bombalamalarının İngiltere ve İspanya'nın cevabı (state respose) bakımından karşılaştırılmasıydı. Bana göre terörizm de iki önemli durum var. Birisi recruitment diğeri ise response (Yahu yok mu bunun Türkçeleri diyorsan bilmiyorum var sanırım. Recruitment dediğimiz organizasyonların kendi düşüncesi ışığında olan kişileri bünyesine almasıdır. Response dediğimiz şey ise ülkelerin bir atağa nasıl cevap verdiğidir).
El-Kaide hem lokal hem de global bir terör örgütü olduğu için katılım sayısı çok ama çok fazladır. Bu arada katılım derken kalkıp bir kağıt imzalamıyorsunuz ya da SSK yapıyor musun demiyorsunuz adamlara. Ayrıca bazı küçük gruplarda El-Kaide adına hareket ettiğini de unutmamak gerekir. Yaptıkları eylemleri El-Kaide'nin bir kolu olarak yaptıklarını savunuyor bu kişiler. İspanya'daki durum da bu şekilde olmuştur. El-Kaide'nin bir kolu olduğunu savunan grup 2004 yılında 4 tren istasyonunda atak yapmışlardır. Atak tipi intihar bombacılığıdır. Kimi kaynaklara göre 191, kimine göre ise 192 kişinin ölümüne yol açmış bir eylemdir bu (Sayılmayan bir kişinin kim olduğunu çok merak ediyorum. Ancak şimdi düşündüm de büyük bir ihtimalle sayılmayan kişi intihar bombacısının kendisi çünkü gazete haberlerine bakarsanız bu tip konularda genelde bilmem kaç sivil ve intihar bombacısının kendisi öldü derler...Oleytooo bir anda aydınladım bak, ama ödevde sayıyı kaç verdim acaba).

İspanya'da El-Kaide'nin attağı seçimlerden tam üç gün önce gerçekleşmiştir efendim. Burada bir durmak gerekiyor çünkü eğer El-Kaide'yi dini amaçları olan bir grup olarak görüyorsanız Madrid atakları size politik amaçlar güden bir organizasyon olduğunu söyleyebilir. Nasıl oluyor bu. Şimdi Osama bin Laden'in söylediğine göre kendilerinin bir kaç amacı vardır: (1) İslam Halifeliğini oluşturmak. (Bu Halifelik bütün İslam ülkelerini kapsayacak. İspanya topraklarında bundan seneler seneler önce İslami devlet olduğunu unutmayın. Sonra bu İspanyalılar gelip darma duman ediyor ortamı. Yani İspanyanın topraklarını da kapsıyor bu halifelik isteği). (2) Amerika ve kankalarını Orta Doğu'dan atmak (Çünkü Amerika işgalci devlet olmanın dışında bir de bozulmuş kültürleri ile Orta Doğu'daki devletlerin aklını başından alıyor). (3) İsrail'i darmaduman etmek... gibi ve gibi ...

Bu adamlar şimdi İspanya'da patlatıyorlar kendilerini, eş zamanlı olarak... 3 gün sonra seçim var.. Sağ parti Aznar yine mi seçilecek yosa Sosyalist Parti Zapatero mu gelecek, önemli bir konu... El-Kaide Irakta olanlara sinirlenmiş. 2003 yılında kendilerine Iraq Propaganda grup diyen bir grup İspanyaya internetten meydan okumuş. Irak'taki askerlerini çekmesini yoksa sonuçlarına katlanacağını söylemiş. Ama İspanyol hükümeti durumu kale almamış. Zaten ETA ile uğraşmaktan Mr. Aznar umursamamış El-Kaideyi. Ama ne demişler, istemediğin ot bilmem nerde biter ya işte o hesap 2004'de bum!
İspanyol halkı Aznar hükümetinin Amerika ilen işbirliği yapmasına zaten dellenmiş, bir sürü gösteriler yapmış aleyhinde zamanında hatta Irak'taki İspanyol askerlerinin geri gelmesini istemişler. Ama Aznar onları da kale almamış. Peki Aznar'a ne yahu El-Kaide'i kıçına takmamak falan... Nedeni bana göre şudur: Aznar ETA ile El-Kaide'yi aynı çatı altında tutmak istemiştir. Böylece ETA ile olan savaşında tüm dünyadan haklı olduğunu kabul ettirebilecektir. Zaten bir açıklamasında Aznar "her ne kadar iki organizasyon aynı olmasa da aynı şekilde savaşılmalıdır" demiştir.
Patlamalardan sonra İspanya halkı hiç olmayan bir yüzde ile seçimlere gitmiş ve Sosyalist Parti ve başındaki Zapatero'yu başa geçirmiştir. Aznar'ın patlamalardan hemen sonra ETA'yı sorumlu göstermesi bunda önemli bir etkendir. Halbuki oturup düşünseler ETA'nın hiçbir zaman intihar eylemleri ile atak yapmadıklarını fark edebilirlerdi. Ama oturmamış ve düşünmemişler efendim. İşte bakın response dediğimiz şey duygusal olarak hareket etmekten ziyade bir durup "ulen bu da ne ki, niye oldu ki?" diye düşünmeyi gerektirir. Seçimle başa gelen Zapatero'nun ilk işi ise Irak'taki askerleri geri çekmek olmuştur. El-Kaide'nin amacına uğraştığı söylenebilir bu açıdan, ancak bu amaç tamamen politiktir, durumda hiçbir şekilde dini nedenler bulunmamaktadır. Ancak bazı yazarlar Zapatero'nun Irak'taki güçlerini çekmesine rağmen Afganistan'daki sayıyı artırması bakımından hükümetin politikayı değiştirmediğini savunuyorlar. Gevur yazarlar, ne alakası var ulen demek istiyorum ama evet alakası var. Şimdi sen görünüşte bir yerden çekiliyosun ama diğer yere daha da bir dayanıyorsun... Ancak şöyle bir durum var... Ülke politikalarında halkın rızası pek bir önemlidir. Iraktaki savaşı tamamen haksız ve yanlış olarak gören İspanyol hakı o dönemde Afganistana pek bir şey dememiştir. Afganistandaki NATO gücünü de düşünecek olursak sadece ABD'nin içinde olduğu bir durum olarak görmeyiz diye düşünüyorum...

İşin garip yani bu Iraklı Propaganda grubu öyle laflar etmiş ki efendim: Mesela şunu demişler.. "Evet biz Saddam rejimi zamanında da tecavüze uğruyoduk ama sizin koalisyonunuzla da aynı şeye maruz kalıyoruz. Biz özgürlük istiyoruz ve siz bizi domine ediyorsunuz. Siz gelip bizim ülkemizi ve kültürümüzü mahfederken, insanlarımızı öldürürken bir şey olmuyordu da biz sizinkileri öldürünce mi olay oluyor. Biz askerleriz ve bu da bir savaş." Aslında düşününce ne kadar da mantıklı geliyor değil mi?

Düşünsenize yaşadığınız alana şimdi biri bomba atıyor ve her gün tekrarlanıyor bu... Bir süre sonra delirmez misiniz? Bu düşünce milliyetçi bir düşünce değildir efendim. İki taraflı da doğru olan bir düşüncedir. Mesela siz gidip 3000 kişiyi öldürün, onlar da gelip sizi öldürsün. Ya da siz zamanında Kürtlerle PKK'yı bir tutun, sıkı yönetim uygulayın sonra da onlar şiddete başvurunca sinirlenin. Yahu hala anlaşılmadı gitti, şiddetle sorunlar çözülmüyor. İşte bu noktada da önemli olan nasıl cevap vereceğin oluyor. Şiddete şiddet ile mi cevap vereceksin yoksa sosyal politikalar geliştirerek, empati kurarak mı?

Konudan saptım biliyorum, ödevi anlatıyordum.. İspanya dedim ve durdum. İngiltereye geçemedim bile... Ama yoruldum okurum.. İdare ediver artık bu kadarıyla.. Zaten terör hakkında konuşmak ya da yazmak çok zor oluyor sorma..
Ayrıca arkadaşlarım aradı Ahlatlıbel'e gidiyorum şu anda o yüzden kısa kesmem lazım... Seda'nın 3 kedisini kutulara doluşturup salıvereceğiz. Kalanları toplayacağız sanırım..