2 Mayıs 2009

Len T(D)oktor... Gülüm Toktor... Değnek misin Toktor?

Bundan seneler önce ulen benim bünyede bir sorun oldu herhal diyerek doktora gitmiştim. Bünye dediğim yer de öyle hasar kaldıramayacak bir yer olan bağırsaklardaydı. (Nefret ederim bağırsak adlı kelimeden, çağrışımını yirim senin bağırsakmış. Solucan niye değil de bağırsak. Heyhak..) Beni tanıyan insanlara bu anı ikinci baskı olacak bilmekteyim ancak azmedin okuyun bilader (Deniz ve Berfu lafım size).

 Neyse bilmem kaç kez mal mı mal aletlere girmiş olan bir insan oldum çıkmıştım o dönem. Rektoskopisinden tut da Kolonoskopisine kadar. Burada bu aletler ne işe yarar kısmına girmeyeceğim. Araştır bul illa da öğrenmek istiyorsan. Ancak en basit tabiriyle ince boru gibi olan bir aleti bir yerinizden ki bu yer pek rezil bir yer, içinize sokarak aletin hava üflemesi sayesinde bağırsak denen (ıyk) naneyi genişletip kameralar yardımıyla içinizde ne var ne yok görüyorlar efendim. (Rezil bir okuyucusun sen hemen nereden soktuklarını merak ettin… Ah ah bir fıkra vardı Afyonlu Terzi Sadık diye, kevgire dönmüş bir adamın hikayesi. Neyse onu da anlatmayacağım).

Bu konuda önemli olan ne boyu ne işlevi ne de nereden o aleti devreye aldıkları efendim. Önemli olan o günün bende çağrışımları. Şimdi ben Kolonoskopi denen olay için 2 gün boyunca  aç kaldım, yemek yemek yasak. Su içebiliyorsun bir de böyle su kıvamındaki şeyler en fazla yiyosun. Mesela çorba yicen di mi? Düz çorba yiceksin. Yok efendim ben yoğurt çorbası istiyorum dersen annen pirinçlerini koymaz içine.. Düz yoğurt yeseydim bari dersin, bilgine. Evet gün gelmiş çatmış, bana anestezi yapacaklar. İlk önce alet bozuldu. Bu arada ben nane mollayım biliyorsunuz, tansiyon diye bir şey kalmamış, bayıldım bayılacağım. Neyse haydi allah pismillah diyerek girdim ameliyathane gibi bir yere. Toktor yok henüz (bak burası önrmli kaçırma toktor yok henüz ortamlara akmamış) ama Asuman Hemşire var (Vay be hala ismini hatırlıyorum. Ne piçim yer etmiş bünyede). Asuman Hemşire benim için özel iğne getirtmiş, ince olunca elim ve damarlarım… Çocuk iğnesi… Dedi ki 10’dan geriye say. Ulen dur bayılıcam.. anestezü de neymiş şeklinde bir panik durumu olsa da iki buçuk gün olmuş açım yerimden kımıldayamadım. 8’e kadar garantili geldim ama 7 dedim mi hatırlamıyorum…  

Şinci aradan bir 6 ay kadar sonra bu sefer rektoskopi için gittim aynı hastaneye. Asuman Hemşire orada tabi. Rektoskopide bayıltmıyorlar efendim. Gayet ayıksın ve toktor adlı insana bir güzel kıçını dönüyorsun. Sana pozisyonu aldırıyorlar, acı macı heç umurlarında değil. Neyse toktor bey gene borulu morulu bir aletle arkamda durumuma bakıyor. Durdu ve şöyle dedi: “Ben seni bir yerden tanıyor muyum?”. Ulen nerden tanıycan beni, değnek? Kıçtan kişi analizi yapmayı mı öğrendin bu geçen senelerde” DiyeMEdim. Yok tanımıyorsunuz şeklinde kem kümlü bir cevap. İşlem bitti, “sapasağlamsın maşellah” şeklinde bir raporu yazdı. Dışarı çıktım anneme döndüm: “Yahu adamın ettiği lafa da bak sen, beni tanıyor muymuş? Nirden tanıyacak annem hem de söylediği pozisyon pozisyon değil ” dedim. Annemden gelen cevap daha iyiydi: “Kızım o senin kolonoskopine giren doktordu. Tanıyacak tabi” (Yea beybi). Bir sonrtaki gidişimde babam gene aynı toktoru bulmak istedi, nedeni beni tanımasıydı (ahh beybi).

*Uzun zaman oldu ki hastane anılarına girmemiştim sevgili okurum. Bir yazı da size ufak bir ipucu vereverek toktor dediğin de insan işte bildiğin insan demiştim, aklıma bu anının gelmesi sonucunda.  Bu muazzamto anıyı da saklıyordum köşeciklerde. Bende daha pir milyon anı var. Bekle bekle zamanla değineceğim kendilerine.