31 Mart 2009

Seçim mi Seçmiim mi?

Seçimlerden sonraki gün yazarsam küfürlü filan yazarım gibi geldi. Voodoo gibi. Belki Beyza bir şeyler yazar dedim. Sanıyorum o da aynı durumda idi ki, şu yazının altına yorum yazmakla yetindi. Bugünü bekledim. İyi mi yaptım bilmiyorum zira bir günde güleriz ağlanacak halimize moduna girdim bile. Bu da bir çeşit savunma mekanizması olsa gerek.

* İlk kez yerel seçimde oy kullandım. Muhtarın azalarının (bence ihtiyar heyeti bile daha doğruydu, aza ne lan, kolu, bacağı, böbreği der gibi.) muhtardan ayrı seçildiğini öğrenince bir gülesim geldi. Yahu, muhtar adayının adını anca öğrendim bir de azalarını mı araştıracağıdım? Bir çılgınlık yapıp muhtarı ayrı aza grubunu ayrı seçsem mi diye düşündüm ama vazgeçtim. (Buradan aza kağıdını görmeyip sadece muhtara oy kullanan Ertuğrul'a selam ederim, protesto etmiş azaları.) Bizim muhtarın azalarının içinde bir kadın vardı, onu seçtim, pozitif ayrımcıyımdır ben. Umarım Aynur diye erkek yoktur bu arada.

* Bence yerel seçimde oy kullanlara çıkışta meyve suyu dağıtmalılar. Hani kan verdikten sonra verdikleri gibi, enerji niyetine. Bir yandan Yozgat'ta LDP'ye oy veren kahraman seçmen gibi yunusu, ampülü, okları filan ayırt edememe tehlikesi var (buradan neredeyse Saadet'e oy verecek olup son anda fark eden Mami'ye selam ederim.) diğer yandan mürekkep kurudu mu acaba telaşı var; o pusula bu zarfa, şu üç pusulayı aynı yere koyacaktınız hanfendi, ay bu sandık niiiçün ilerlemiyor arkadaşlar! filan derken pıt der bayılır insan mazallah.

* Ben sırada beklerden şurada bahsettiğime benzer, korkunç bir teyze oy veriyordu. Bir ara işin içinden çıkamadı, kaşları çatıldı. Halim! diye bağırdı. Kısa, çelimsiz ve ezik olmasına hiç şaşırmadığım bir Halim pıtı pıtı gitti kadının yanına. Beraber oy kullandılar. Sonra Halim pıtı pıtı döndü yerine.

*Nüfus cüzdanımı bulamadığım için sağlık karnemle oy kullandım ben. Tüm sandık ekibiyle ışığa tutup soğuk damga var mı diye baktık uzun uzun. Öncesinde bir saat sıra beklediğim için soğuk soğuk terledim o an, sonra oradaki en CHPli kadının gözlerinin içine bakarak "başka türlü vermezler ki zaten karneyi, mih mih, damgalı tabi" dedim. Tamam dedi. Yalnız hakikaten doğru düzgün basmamışlar damgayı çündürcük SSK memurları.

*Sırada tam önümde Evahalipisi'nin "pisi" kısmını oluşturan Cavidan'ı henüz mini mini bir bebeyken satın aldığımız petşapçı amca, eşi ve on yaşlarındaki kızı vardı. Ne güzel dedim ya böyle ailecek gelmek oy kullanmaya. Seçimi tören gibi yaşayacaksın, çocuğuna da aksettireceksin tabi. Cavidan'ı daha bir çok sevesim geldi çok alakalı olarak, ehe.

*Seçimi bizim evde dört arkadaş toplanıp izledik. Örovizyon izler gibiydik. Sevinçliydik, umutluyduk... Yazık lan bize.

*Bundan sonra varoş takımından hiç kimse gelip de yok efendim siz zenginsiniz, siz eğitimlisiniz, siz şanslı piçlersiniz, bizim imkanımız yok demesin! Sen varoş kültürünü sömüre sömüre bitiremeyen, varoşluk nasıl devam ettirilir konusunda ihtisas yapmış partiyi, adamları seç sonra da yok efendim biz varoşuz. Sizin öyle kalmanız için kanının son damlasına kadar savaşacak bunlar yahu, açılın ey gözler! Fakat işte başka yerler açılıyor maalesef. Hayır arada bizimki de açılmış bulunuyor ona feci bozuluyorum.

*Varoş demek eskiden hakaret gibi bir şey değil miydi, ben mi yanlış hatırlıyorum? Ne bu herkes çıkıp varoş aşağı varoş yukarı? NTV'de de normal normal konuşulunca ben de kullanıyorum artık.

*Yalnız o Mirgün Cabas nedir, ne güzeldir öyle yahu. Adını yanlış koymuşlar da, kendisini doğru yapmışlar. (Buradan kendisini pek seven Melek'e ve duruma çok bozulan Mami'ye selam ederim.)

*Gecemizin neşesi şu entri oldu. Tarhan Erdem çıkıp çıkıp AK Partisi dedikçe puhaha dedik. A.Q.Partisi. Ehehe. Hala gülesim geliyor. Teşekkürler Elcezire Exclusive.

*Efendim, o elektrikler kesildi, o oylar çalındı. Ben bundan zerre şüphe etmem. Dikmen'de adamlar yakalandı resmen. Çankaya'da oturup da "bizim zaten her gece elektrikler bir gidip gelir, normal bir şey bu" diyebilecek olan var mı? İstanbul'la eş zamanlı kesintiler için "sürekli aydınlık için bir dakika karanlık eylemini biz o gün sandıydık"ten daha mantıklı bir açıklaması olan var mı? Yok. Bunun üzerine hala konuşana gülerim. Zaten şaşırtıcı bir şey değil. Ha ama CHP çıkıp da tüm başarısızlığını "elektrikler gitti, dersimi çalışamadım"a bağlarsa; aldığı oyları da çok süper başarılı bir parti olduğu için aldığını zannederse buna daha çok gülerim.

*İzmir'den arayıp da "manyak mısınız lan, yine mi Gökçek'i seçtiniz andavallar" diyen dostlara buradan selam ederim. Evet efendim, yine Gökçek'i seçtik. Doymadık, doyamadık.

*Yalnız, sokağa çıkıp da %38.5'i AQ Partisi'ne (ehe) hele bir de Melih Gökçek'e oy veren insanların arasında bulunmak nasıl da istemiyorum yalebbim. Bu seçimde benim kalbim Ege'de kaldı. Oradan bir daha Ankara'ya geri döneceğini hiç ama hiç zannetmiyorum. Hakikaten deniz havası yarıyor insanlara.

*Tarhan Erdem %50 küsurlük tahminini belki tutturamadı ama ne yazık ki Kutuplaşma hakkındaki yorumunun ne kadar doğru olduğu ortaya çıktı. "Bir de onun gözünden bakmak lazım" insanı olan ben bile kutup oldum. Evet kutup oldum yahu, akıl izan kalmadı.

*Ben size seççimden önce önce Karayalçın'ın, sonra da Gökçek'in fabrikamızı ziyaret ettiğini; Karayalçın'ın üretimi gezdikten sonra bizim de yanımıza gelip sohbet ettiğini, Gökçek'in omzuna attığı pardesüsüyle sadece üretimi (işçileri) ziyaret edip gittiğini anlatmış mıydım? Boşverin ya, anlatmayayım.

*Benim şuradaki canım muhtarım seçilmiş. Bir buna sevindim. (Aza Aynur ne yaptı acaba?)

*Bir de Yalvaç'ta partiler üstü adamımız Tekin Bayram seçilmiş. Annemin, babamın ve diğer Yalvaçlıların emekleri sonuca ulaşmış en azından. İyi bir teselli oldu.

*Benim önerim, seçimden sonraki Pazartesi günü tatil yapılmalı. Dün şirketçe zombi gibiydik.

*Bir ah çeksem karşıki dağlar yıkılır sevgili seyirciler. O kadar fena, o kadar feci durum.